Alman ilaç şirketi kolsuz, bacaksız, gözsüz, kötürüm, doğumlara yol açan 'Talidomit / Thalimdomide' adlı ilacı piyasaya sürmesinin üzerinden 50 yıl geçtikten sonra özür diledi.
1950'li ve 60'lı yıllarda dünya genelinde uzuvları olmadan veya kısa doğan bebeklere, bu duruma yol açan ilaçtan esinlenilerek "Talidomit Çocukları" deniyor.
Habertürk'ün haberine göre, Anne adaylarının hamilelik döneminde sabah bulantılarına karşı kullandığı Talidomit ilacı yüzünden, tüm dünyada 10 binin üzerinde bebek kolsuz, bacaksız veya parmaksız doğmuştu.
Talidomit, engelli doğumlarla ilişkisinin tespit edilmesinin ardından 1961'de piyasadan çekilmişti. İlacın üreticisi Alman firması tam 50 yıl sonra ilk defa resmen özür diledi. Şirket yetkilileri bu kadar yıl sessiz kalmalarını hata olarak nitelendirdi.
Kurbanlar için 33 milyon dolar ödenen İngiltere'de, hükümet 2 yıl önce anneleri Talidomit kullandığı için sakat doğanlardan özür dilemişti.
Bu ilacın kurbanlarından, kol ve bacakları olmadan dünyaya gelen 50 yaşındaki Avustralyalı bir kadın da Avustralya'da bir dağıtım şirketini geçen ay milyonlarca dolar tazminata mahkum ettirdi.
Bunun azmin başarısı olduğunu söyleyen kadın ilaç sanayinde en büyük felâketlerden biri olan olayın unutulmaması ve benzerlerinin meydana gelmemesi gerektiğini belirtti.
GIDA HAREKETİ UYARIYOR!
BULANTI, KUSMA, HALSİZLİK HAMİLELİK BELİRTİSİ Mİ YOKSA....
Evli ve doğurganlık yaşındaki kadınların iç bulantı, kusma gibi haller yaşaması hemen hamilelik olarak yorumlanır. Bu çoğu kez doğrudur da. Ancak kadında bu hallerin olması sadece hamile olduğunun belirtisi değil, anne adayının bedenin çocuk için hazırlanmasının belirtisidir.
Anne adayının bedenindeki toksinlerin atılarak vücudun temizlenmeye çalışılması faaliyeti; bulantı, kusma ve halsizlik benzeri ağrılara yol açar. Bu hal, çocuk adayı ceninin kimyasal kirliliklerden arınmış tertemiz bir ortamda yetişmesi için anne adayının bedeninin ciddi çaba harcamasının sonudur ortaya çıkan tabii bir haldir. Bu nedenle bu halin ilaç vb yöntemlerle baskılanması anne dolayısıyla bebeğe zarar verir ve sağlıksız bir çocuk doğmasına yol açabilir.
Hamilelik planlayan anne ve baba adayının sağlıklı bir çocuk için en az 3 ay önce helal ve temiz gıdalarla beslenmeye başlaması, kesinlikle ağrı kesiciler dahil ilaç kullanmaması, hamilelik sürecinde asla hiçbir kimyasal ürün ve işleme maruz kalmaması, hamilelik sürecinden mevsimine uygun, ilaçsız ve katkısız gıdalar tüketmesi, doktorların uluorta gereksiz işlemlerindne uzak kalamsı önerilir.
Çocuk strej değil, arınma ve fıtri bir haldir ve anne için yük değildir.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar