Çevre ve Doğayı Koruma Derneği tarafından yapılan bir araştırma, süpermarketlerdeki her 2 tavuk etinden birinin mikroplu olduğunu ortaya koydu.
Almanya'da Çevre ve Doğayı Koruma Derneği tarafından yapılan bir araştırma, süpermarketlerdeki her 2 tavuk etinden birinin mikroplu olduğunu ortaya koydu.
Dernek tarafından yapılan açıklamada, ülke çapında süpermarketlerden alınan 20 tavuk etinden 10'unda mikrop tespit edildiği ve bu mikropların antibiyotiklere karşı da dayanıklı olduğu belirtildi.
Bu mikropların, hayvanların beslenmesinde büyük miktarlarda antibiyotik kullanılması sonucunda ortaya çıktığı ve hasta insanlarda hayati tehlike de yaratabileceği kaydedildi.
AA
Kemal Özer, Tavukları anlatıyro ile gidahareketi
TVNET-GDO-Belgesel ile gidahareketi
Sadece organik ürünler sıhhi. Ama temiz tavuk fiyatı el yakıyor. Deutsche Welle'den Friederike Schulz'un haberi...
Alman anneler, tavuk etine bayılan çocuklarına artık tavuk yerine sığır ya da d. eti yediriyor. Alman Çevre ve Doğayı Koruma (BUND) örgütünün ‘tavuk etinde antibiyotik' konulu araştırmasının kamuoyuna açıklanmasından sonra tüketiciyi bir telaştır aldı. Alman marketlerinden alınan tavuk eti numunelerinin yarısında, antibiyotiğe dayanıklı bakterilere rastlandı. Uzmanlar, tavuk hastalıklarını önlemek için hayvanlara aşırı ölçüde antibiyotik verilmesinin kaçınılmaz sonucu olarak, ilaç bağışıklığı kazanan mikroplarda artış olduğunu belirtiyorlar.
BUND başkanı Hubert Weiger bakterili tavuk etinin hızla yayılmasına, tavukçuluğun fabrikasyon haline getirilmesinin ve çiftliklerde binlerce tavuğun hareket bile edemeyecek kadar dar bir alana hapsedilmesinin yol açtığını söylüyor.
Tavuk çiftliklerinde bir metrekarelik alana ortalama 24 tavuk düşüyor. Bunun ancak aşırı antibiyotik kullanımıyla mümkün olabildiğini belirten Weiger hayvan koruma yasalarının değiştirilmesini istiyor. Avrupa Birliği yönetmeliklerine göre bir metrekarelik alanda 39 kilo canlı hayvan tutulabiliyor.
Büyük bir Alman şirketi için ızgaralık piliç yetiştiren Rainer Wendt 120 bin civciv almış. Bu civcivler en geç bir ay zarfında kesimlik tavuk olacak. Almanya'nın en çok tavukçuluk yapılan eyaleti olan Aşağı Saksonya'da büyük bir çiftliği olan ve aynı zamanda Alman Tavuk Üreticileri Birliği'nin başkanlığını da yapan Rainer Wendt, altı aydır hayvanlara antibiyotik vermediğini ve Alman üreticinin yazılı kurallara uyduğunu söylüyor. Wendt geniş çaplı bir araştırma yaptıklarını ve tavukçuluğa şeffaflık kazandırıp ilaç kullanımını asgariye indirmeyi amaçladıklarını belirtiyor.
Wendt'e göre hayvanların hayat şartlarını düzeltip ilave yemlerle bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi mümkün. Klimalı kümeslerde sıcaklığın iyi ayarlanıp temizliğe dikkat edilmesi halinde antibiyotiğe ihtiyaç kalmayacağını da sözlerine ekliyor. Endüstriyel çapta üretim yaptıklarını teslim eden üreticiler birliği başkanı, bir kilo tavuk etinden kendisine beş cent kaldığını ve bu tutara yatırım maliyetinin dahil olmadığını söylüyor. Fiks fiyatlandırma nedeniyle üretim metotlarını değiştirmesinin mümkün olmadığını belirten Rainer Wendt'e göre, müşterinin ucuz et istemesi ve kalite farkı ödemeye yanaşmaması, üreticiyi ‘tavuk fabrikatörü' olmaya zorluyor.
Almanya'da organik tavuk etinin tüketim içindeki yüzde birlik payı yıllardır değişmedi. Çevre Bakanlığı'nın yaptığı araştırma, antibiyotiğin sadece organik üretme çiftliklerinde kullanılmadığını ortaya çıkarmıştı. Duesseldorf yakınlarında 200 tavuklu organik üreticilik yapan Volker Rahm, ‘tavuklar geniş hareket alanına sahip ve en az üç ay salt organik yemle besleniyor. Orta boy bir tavuğun marketteki gibi dört değil de 20 euroya satılmasının nedeni de bu', diyor.
Almanya'da ilaç kullanımı ilgili yasalarla düzenlenir. Yasaya göre hayvanların hastalanması durumunda antibiyotik kullanılabiliyor. On binlerce hayvanın yetiştirildiği çiftliklerde hasta hayvanları tek tek bulup tedavi etmek mümkün olmadığından tek bir tavuğun hastalanması halinde çiftlikteki bütün hayvanlara antibiyotik veriliyor. İlaçlamaya veteriner karar veriyor ve tavuklara onun nezaretinde antibiyotik tedavisi uygulanabiliyor.
Antibiyotiğe tepki vermeyen mikropların artmasında bu ilacın hayvan ve insanda aşırı ölçüde kullanılmasının da payı var. Uzmanlar, besi sırasında antibiyotik tatbik edilmesinin tavuk etinde dayanıklı bakterilere rastlanmasının tek nedeni olmayabileceğini belirtiyorlar.
BUND'un araştırması üzerine harekete geçen Almanya hükümeti, ilaç kullanımıyla ilgili yasalarda düzenleme yapılmasını öngören bir tasarı hazırladı.
Tüketiciyi koruma dernekleri öngörülen tedbirlerin yeterli olmadığını ve asıl nedeninin besicilik metotlarında yattığını belirtiyorlar. Tavuk hasta eden ortamda yetiştiriliyor, hasta olunca da ilaçlanması gerekiyor.
Tüketici ve hayvan kuruma dernekleri bu nedenle ilaçlarla ilgili yasaların değişmesi yerine hayvanların daha iyi korunmasını talep ediyor.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar