'Açıktır giriniz, mübahtır yiyiniz'

Karamanoğlu II. İbrahim Bey, 1433'de inşa ettirdiği imarethane'nin kapısına “Kapısı açıktır giriniz, malı mubahtır yiyiniz” yazdırır. Bugün bunu yazabilecek bir giyit var mı? Olsa gerçekten ikramı mübah mıdır?

'Açıktır giriniz, mübahtır yiyiniz'

Karaman İmaret Mahallesi'nde bulunan II.İbrahim Bey İmareti, kitabesinden öğrenildiğine göre II.İbrahim Bey tarafından mescit, tabhane, medrese, çeşme ve aşevinden meydana gelen bir külliye halinde 1433 yılında yaptırılmıştır. Bu yapı topluluğu İbrahim Bey Zaviyesi veya İbrahim Bey Medresesi olarak da tanınmaktadır. 1432 tarihli vakfiyesi ile kitabesinde bu yapıdan imaret olarak söz edilmiştir.

İbrahim Bey İmareti plan şeması olarak Beylikler dönemi kapalı avlulu medreseler grubu içerisinde değerlendirilmelidir. İmaret kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, iki katlı ve dört eyvanlı bir yapıdır. Portalin arkasından avluya geçişi sağlayan giriş eyvanı bulunmaktadır.

İmaret kesme taştan yapılmış olup, yanında türbesi ve kuzeyinde de çeşmesi bulunmaktadır. İmaretin kuzey cephesi önündeki beş bölümlü son cemaat yeri sonradan ve yeniden yapılmıştır. Bu son cemaat yeri cepheyi tamamı ile kaplamakta ve üç sivri kemerle de dışa açılmaktadır. Bu konu üzerinde araştırmalar yapan sanat tarihçiler, imaretin ilk yapılışında da önünde kubbeli revakların olduğunu ileri sürmüşlerdir. Son cemaat yerinin köşelerindeki bölümler sivri tonozlarla, diğerleri de pandantifli kubbelerle örtülmüştür.

İbrahim Bey İmareti geniş bir bahçenin ortasında bulunmakta olup, basık kemerli avlu kapısı günümüze gelememiştir. İmaretin kuzey cephesinin ortasında hafifçe dışarı taşkın, basık kemerli portali yer almaktadır. İmaretin kapalı avlusunun iki tarafında tonozlu odalar, kıble yönünde bir eyvan, onun iki yanında da kubbeli odalar bulunmaktadır. Buradaki odaların üzerlerinde sivri kemerler içerisine alınmış olarak İbrahim bey'in vakfiyeleri, kitabeler yer almaktadır. Bu kitabeler oldukça girift Selçuklu nesihi ile yazılmıştır. Ayrıca girişin sağ tarafında iki ayrı renkte kesme taştan yapılmış minare bulunmaktadır. Bu minarenin gövdesi firuze-turkuvaz renkli çiniler, geometrik şekiller, palmet frizleri, halat motifleri ile dekore edilmiştir.

İmaretin kubbeli revakından sonra küçük bir giriş portali bulunmaktadır. Bu portalin köşe dolguları rûmilerle bezenmiştir. Kitabe de burada yer almaktadır. Girişten sonraki koridorun sağında bir merdivenle iki katlı olan imaretin üst katına çıkılmaktadır. Buradaki odalar dikdörtgen planda olup, üzerleri tonozlarla örtülmüştür. Dışarıya açılan pencereleri mazgal biçimindedir. Pencerelerin sivri kemerleri altında ajurlu palmet ve yarım palmetler bulunmaktadır.

Eyvanın duvarları çinilerle kaplı olduğu günümüze gelebilen örneklerden anlaşılmaktadır. Ne yazık ki bunlar sıva ile büyük ölçüde yok edilmiştir. Buradaki çinili mihrap 1907 yılında yerinden sökülerek İstanbul Arkeoloji Müzelerinin yönetimindeki Çinili Köşk'e götürülmüştür. Bu çinili mihrap mozaik tekniğinde yapılmış stalaktitli mihrabın çevresi Besmele ve Ayet-el Kürsi ile çepeçevre kuşatılmıştır.

“Kapısı açıktır giriniz, malı mubahtır yiyiniz”

İmaretin kapı kanatları Karamanoğulları döneminin ağaç işçiliğinin tüm özelliğini yansıtmaktadır. Bugün 1.10x2.90 m. ölçüsündeki ceviz ağacından yapılmış bu kapılar İstanbul'da Türk ve İslam Eserleri Müzesi'nde Ağaç İşleri Seksiyonundadır. Bu kapılar üzerinde ortada geometrik yıldızlı bir göbek, bunun çevresinde zincir motifleri, üst kısmında karşılıklı iki aslan, altta iki grifon bunun ortasında da bir madalyon içerisine alınmış insan figürleri görülmektedir. Kapıların her ikisinde de nesih yazı ile “Kapısı açıktır giriniz, malı mubahtır yiyiniz” sözcüğü yazılıdır. Kapılardan biri üzerindeki dikdörtgen bir pano içerisinde kabartma olarak sülüs yazı ile “Karamanlı Neccar İlyasoğlu Hacı Ömer'in işidir” yazılıdır.

İmaretin batısında İbrahim Bey'in türbesi bulunmaktadır. İmaretin karşısındaki çeşme sivri kemerli bir nişten meydana gelmiştir. Cephesi süslemeli şeritlerle çevrelenen bu çeşmenin iki yanında birer sütunçe bulunmaktadır.

Kaynak: Tarihbilinci.com

Yorum Yap

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı!
CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.