Çocuk Esirgeme Kurumu aile mahkemesine müracaat ederek, çocuklara aşı yaptırılması için tedbir kararı verilmesini istedi. Mahkeme, kurumun talebini yerinde bularak polis zoru ile çocuklara aşı yaptırılmasına karar verdi. Aile ise, davayı Yargıtay'a taşıdı.
Edinilen bilgilere göre, Kızılsu ailesi, sağlıksız olduğu gerekçesiyle kızları Esma (4) ve Rukiye'ye (1), aşı yapılmasına izin vermedi. Aile, rutin aşı programı için gelen sağlık görevlilerini geri gönderdi.
Bunun üzerine devreye İl Sağlık Müdürlüğü girdi. Ancak aile ikna edilemedi. Durum Çocuk Esirgeme Kurumu'na ihbar edildi. Kurumun girişimi de sonuçsuz kaldı.
Bunun üzerine Çocuk Esirgeme Kurumu, mahkemeye başvurdu ve Kızılsu'nun çocuklarına aşı yaptırılması için tedbir kararı verilmesini istedi. Eskişehir 3. Aile Mahkemesi, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun bu talebini kabul ederek Çocuk Koruma Kanunu uyarınca sağlık tedbiri uygulanmasına ve polis zoru ile çocuklara aşı yaptırılmasına karar verdi.
Baba Ufuk Kızılsu, 'aşının önleyici tedavi yöntemi niteliğinde olduğu, bunun için kişinin rızasının alınması gerektiği, zorla aşı uygulamasının kabul edilebilir olmadığı' gerekçesi ile Yargıtay'a itirazda bulundu.
Çocuklarına aşı uygulanmasını istemediğini, bu yöntemi sağlıklı bulmadığını bildirerek yerel mahkeme kararının iptali edilmesini istedi. Temyiz dilekçesine aşının zararlarına ilişkin yabancı bilim adamlarının yazdığı makale örneklerini de ekledi.
Ufuk Kızılsu, çocuklarının sağlığını düşünerek aşı yaptırmadığını belirterek, "Aşılarda kimyasal madde var ve zararlı. Aynı zamanda aşılar koruyucu. Bu nedenle yapılması zorunlu değil." diyor.
Kızılsu'nun avukatı Turgay Balaban da Anayasa ve mevcut yasalarda salgın hastalık olmadığı müddetçe kişinin rızası olmadıkça aşı yapılmasına dair bir zorunluluk bulunmadığını söylüyor. (Zaman)
GIDA HAREKETİ DİYOR Kİ:
Kızılsu ailesini duyarlılığı, gayreti ve verdiği hukuk mücadelesi nedeniyle tebrik eder, bilim tapıcılarına da Allah'tan şifa diliyoruz.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar