Avrupa ülkelerine sığınan pek çok göçmen çocuğun kaybolduğu ortaya çıktı. Geçtiğimiz ay, İsveç'te bin dört yüz çocuğun kaçırılmasının ardından batıdaki çocuk hırsızlıkları yeni bir tartışma başlattı. İnsan Hakları ve Çocuk Hakları Örgütlerinin raporlarına göre, çocuk kaybolması diye bir hadise yok. Kaybolduğu ileri sürülen çocuklar, suç örgütleri ve kiliseler tarafından kaçırılıyor.
İSVEÇ 2000 ÇOCUK YEDİ
Geçen yıl çoğunluğu Suriyeli olmak üzere, son iki yılda İsveç'e 83 binden fazla mülteci sığındı. Sığınmacılardan 15 bin kadarını, ailesi olmayan 18 yaş altındaki çocuklar oluşturdu. Bu çocuklardan 2 bin kadarının kaybolduğu açıklandı. Sadece bin 400'ü geçtiğimiz Ağustos ayında kaybolmuştu.
AVUSTURYA'DA MÜLTECİ OLMAK ESARETTİR
Mülteci kabulünde en ağır şartları koşan ülkelerin başında Avusturya geliyor. Kabul ettiği çok az sayıda mülteci ise esir kamplarını aratmayan şartlarda yaşamaya mecbur bırakılıyor. Bu nedenle de pek çok mülteci buraya gelmek istemiyor. Buna rağmen sığınan çocuk mülteciler Avusturya'da sürekli kayboluyor.
Geçen ay Viyana'daki Traiskirchen mülteci kampına gelen 37 refakatsiz mülteci çocuktan 14'ü kayboldu ve hâlâ haber alınamıyor. Yine geçtiğimiz ay, Avusturya'ya sığınan ve aralarında 3-5 yaşlarında çocuklarında olduğu mültecilerden 71'i bir tır kasasında havasızlıktan ölmüş olarak bulunmuştu.
ALMANYA'DA HER GÜN 250 ÇOCUK KAYBOLUYOR
Alman polisinin verilerine göre, her gün yaklaşık 250 çocuk kayboluyor. Bu sayılara göçmen çocukları dâhil değil. Halk kaybolan çocukların bulunması konusunda, polisin üzerine düşeni yeterince yapmadığından şikâyet ediyor. Kayıp çocuklar arasında, 20 yılı aşkın süredir bulunamayan çocuklar olduğunu belirten yetkililer, kayıp çocukların genellikle 14 yaşın altında olduğunu belirtiyor.
ALMANYA MÜSLÜMAN ÇOCUKLARDAN NEFRET EDİYOR
Alman kanunlarına göre, devlet çeşitli gerekçelerle çocukları ailelerinden alabiliyor. Aileden alınan çocuğun ailesi ile irtibatının koparılmaması ve anne babanın inancına uygun yetiştirilmesi gerekiyor. Buna rağmen, Almanya Gençlik Dairesi'nin hiçbir kanuna riayet etmediği ortaya çıktı. Her yıl ortalama 40 bin çocuğa el koyan Almanya'da özellikle Müslüman ailelerden alınan çocuklar kilise yurtlarına yerleştirilip aileden gizleniyor.
ÇOCUKLARIN DİNİ DEĞİŞTİRİLİP ESRARKEŞ YAPILIYOR
Çocuğa el koymak için bir komşunun beyanını yeterli sayan Almanya'da kilise yahut bakıcı aileye verilen çocuklar, ebeveyninin dinî ve kültürel değerlerinden uzak bir şekilde yetiştiriliyor. Müslüman çocuklara domuz eti yediriliyor. Pek çok çocuğa onlarca yıl geçmesine rağmen bir daha ulaşılamıyor. Çocuklarına ulaşabilen bazı aileler ise, aileden koparılan çocukların içki ve uyuşturucuya başlatıldığı, dini ile isminin dahi değiştirildiğinden şikâyetçi.
ÇOCUKLARI BÜYÜ İÇİN KAÇIRIYORLAR
Yüzlerce Afrikalı çocuğun kaçırılıp, İngiltere'de satıldığı ortaya çıktı. Çocukların özellikle satanist, masonik vb yapıların ayin ve büyü ritüellerinde kurban edildikleri öğrenildi. Uluslararası örgüt ve polis verilerine göre, Afrikalı çocuklar kaçırılarak sapkın dinî ritüellerde kullanılmak üzere, İngiltere'nin başkenti Londra'ya getiriliyor.
ÇOCUKLARA TECAVÜZ EDİLİYOR
İnsanlığın en haysiyetsiz halini, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi Başkanı Kristen Sanberg şöyle aktarıyor: Masum çocuklara büyü seanslarında önce tecavüz ediliyor, sonra çeşitli işkenceler uygulanarak kesiliyor. Polis teşkilatları ise suç çeteleri ile mücadele etmek istemiyor ya da yetersiz. Kaç çocuğun bu aşağılık muameleye maruz kaldığı tam olarak bilinmiyor. Sanberg sayıyı, “yüzlerce masum çocuk” şeklinde ifade ediyor
1.2 MİLYON ÇOCUK KAÇIRILIYOR
BM Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) verilerine göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 1.2 milyon dolayında çocuk kaçakçılar ve suç çetelerinin eline düşüyor. Hindistan'ın resmi verilerine göre, ülkede her yıl 500 bin çocuk kaçırılıyor. Hindistan resmi makamları, her yıl ülkelerinden 500 binden fazla çocuğun insan kaçakçılarının eline düştüğünü kabul ediyor. Bunların pek çoğu da bulunamıyor. Dünya çapında kaçırılan çocukların bir bölümünün "vudu" olarak bilinen büyü seanslarında kullanıldığı dile getiriliyor. Çoğu çocuğun cesedine dahi ulaşılamazken, bazıları batı ülkelerindeki çöplüklerde bulunuyor.
BM: ÇOCUKLAR PEDOFİLLERE SATILIYOR
BM Çocuk Hakları Komitesi'nin raporunda, Afrika'dan kaçırılan çocukların büyük bir kısmının İngiltere genelindeki pedofillere satıldığı ve uzun yıllar seks kölesi olarak kullanıldıkları belirtiliyor. BM, çocukların ne kadara satıldığını ise açıklamaya yanaşmıyor. İngiliz medyasında yer alan haberlere göre, satıcıların çocuk başına 15 ila 150 bin dolar istedikleri dile getiriliyor. Güzel kız çocukları ile organları alınmaya müsait sağlıklı çocuklar ise daha fazla para ediyor.
SAVAŞ VE DEPREM BÖLGELERİNDEKİ ÇOCUKLAR HEDEFTE
Uluslararası örgütlerin resmi verilerine göre, daha çok deprem bölgeleri, savaş ve iç savaş bölgeleri ile fakir ailelerin çocukları kaçırılıyor. Kimsesiz çocuklar ile iz sürme imkânı bulunmayan ailelerin çocukları tercih ediliyor. Geçtiğimiz yıl Darfur'dan kaçırılan yüzlerce çocuğun, Fransa'daki ailelere satıldığı tespit edildi. Bazı masum aileler, anne babası öldüğü için onlara gönüllü bakmak için aldıklarını sanıyorlar. Oysa pek çok sözde çocuklara yardım vakfı bile çocuk ticareti yapıyor.
KAÇIRILAN ÇOCUKLARIN BAŞINA NELER GELİYOR?
Kaçırılan veya el konulan çocukların başına gelmedik kalmıyor. İşte onlardan bazıları:
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar