Fransa saldırısını bahane eden Avrupa Birliği ülkeleri, terörle mücadele bahanesiyle Müslümanları fişlemeye başladı. Bu karara göre uçaklarda helal gııda talep edenleri dahi fişleyecek.
Brüksel'de AB yetkililerinden yapılan açıklamaya göre terörle mücadele konusunda daha sert yeni kararlar alındı. Yeni kararlar gereği bundan böyle sınırlarda şüpheli görülen 'İslamcı teröristler' daha kolay bir şekilde durdurularak kontrol edilecek ve gerekirse giriş çıkışları engellenecek. Zanlılarla ilgili olarak bilgi alışverişinin kolaylaştırılması için 'Şengen Enformasyon Sistemi' SIS'te bazı değişiklikler yapılacak.
Güvenlik yetkilileri sınırlarda şüpheli gördükleri AB vatandaşlarının pasaportlarını alabilecekler ve polis tarafından bu kişiler gözaltına alınacak. Bu şekilde AB ülkelerinden IŞİD'e katılmak için Suriye'ye gidişlerin engellenmesi amaçlanıyor.
Letonya'nın başkenti Riga'da AB içişleri bakanlarının yaptığı toplantıdan sonra basına bir demeç veren AB İçişleri Komiseri Dimitris Avramopolus, terörist zanlılarının belirlenebilmesi ve eylemlerin engellenebilmesi için bilgilerin birleştirilmesi gerektiğini savundu.
HELAL YEMEK TALEB EDENLER KAYDEDİLECEK
Bu arada AB'nin teröröle mücadele adına almayı düşündüğü tedbirler arasında ilginç bir ayrıntı dikkat çekiyorç Uçak seferleri sırasına yolcular arasında helal yemek isteyen yolcuların bilgisi de kayıt altına alınacak.
Avrupa'ya uçakla gelenler ya da Avrupa'dan gidenler hakkındaki bilgiler de herhangi bir neden olmadan kayıt altına alınacak ve güvenlik yetkilileri tarafından her zaman görülebilecek hale getirilecek. Avramopolus, isim, kredi kartı bilgileri, yolcuların taleb ettikleri yemek türü gibi bilgilerin kaydı için gerekli kanunun hızlı bir şekilde hazırlanarak karara bağlanacağını söyledi. Ancak AB Parlamentosunda konu tartışılıyor.
AB'nin terörle mücadelede internetteki sosyal ağlarla da işbirliği yapacağı bildirildi. Avrupa'da gençlerin radikalleşmesini önlemek için internetteki bazı video yayınları engellenecek. Bunun için google, facebook ve twitterle işbirliği yapılacak. Alman Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere bu sosyal ağlarla sıkı işbirliği ile bazı videoları kendiliklerinden silmelerinin sağlanacağını belirtti. (Dünyabulteni)
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar