Domuza koyun postu

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayımlanan 'Canlı Hayvan Ticareti Yapan Satıcıların Çalışma ve Denetlenmesi ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği'nde domuz, diğer canlı hayvanlar kapsamında tutuldu. Sığır cinsi hayvanlar, koyun ve keçi ile birlikte 'domuz' da artık sıradan bir kesimlik hayvan statüsünde, yeter ki prosedüre uyulsun.

Domuza koyun postu

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın yayımladığı "Canlı Hayvan Ticareti Yapan Satıcıların Çalışma ve Denetlenmesi ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği" tartışmalara neden oldu. Resmi Gazetenin dünkü sayısında yayımlanan yönetmeliğe göre satıcı çalışma izin belgesi olmayan hayvan sahipleri, satın aldıkları hayvanları satın almalarından itibaren koyun ve keçi türü hayvanlar için en fazla 29 gün, sığır cinsi ve domuz türü hayvanlar için ise en fazla 30 gün içerisinde tekrar satamayacak. Buna göre, doğrudan ya da dolaylı olarak sığır cinsi hayvanlar, koyun ve keçi türü hayvanlar ile domuz türü hayvanların alım ve satımını yapan satıcılar, işletmelerinin bağlı bulunduğu il veya ilçe müdürlüğünden çalışma izni alacak. İzin alanlar yasal çerçevede üretimlerine ve satışlarına yani ticari faaliyetlerine devam edecek. Asıl sorun burada domuz'un diğer hayvanlar statüsünde tutularak, işlem görmesi. Domuz Türk toplumunda tüketilmeyen tam tersi adı bile zikredilince insanların tepkisini çeken bir et türü. Bu et türünün diğer hayvanlarla eş tutularak, üretim ve ticaretinin neredeyse yasal yollardan meşrulaştırılıyor olması tepki çekti.

Tercüme yasalar böyle olur

Yönetmeliğe ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer: "Söz konusu yönetmeliğin ülkede yaşayan ezici çoğunluğun hassasiyetleri dikkate alınmadan yalnızca AB uyumu gözetilerek yayınladığı görülüyor. Kaldı ki bu ve son günlerde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca yayınlanan tüm mevzuat Ankara'da hazırlanan bir çalışma olmayıp tümüyle tercüme yasalardır. Yıllarca haklı olarak Cumhuriyetin ilk dönemini tercüme yasalar yapmakla suçlayanlar iktidara gelince eleştirileri boşa çıkarırcasına yaptıkları icraatlar üzüntü ve kaygı vericidir" dedi.

Son derece sakat ve tehlikeli uygulama

Son derece sakat ve tehlikeli bu uygulama diyen Kemal Özer "Son derece azınlıkta olan Hıristiyanların domuz ürünü tüketme haklarına saygı duyulmalıdır ancak bunu tüm kasap veya şarküteriler yerine sadece domuz ürünü satan mekânlar halinde ve özelliklede sadece domuz ürünlerine münhasır ayrı bir yönetmelikte değerlendirilmesi beklenirdi. Ancak Bakanlık bugün yayınladığı "Canlı Hayvan Ticareti Yapan Satıcıların Çalışma Ve Denetlenmesi İle İlgili Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" başlıklı düzenlemesinde sığır, koyun ve domuz etlerinin aynı mekânda satılabilmesine izin vermekte. Bunun için tek ayracın sığır için (S) koyun ve keçi türü için (K) ve domuz için (D)'nin işletme ruhsatında yer alması öngörülüyor. Bu ayraç tüketici tarafından hiçbir zaman görülmez ve bilemezdir. Bu düzenlemede de öngörüldüğü üzere sadece denetmenler için yapılan bir düzenlemedir. Son derece sakat ve tehlikeli bu uygulama için toplum domuz yememe konusunda samimi ise davalar açmalı, eylemler yapmalı, bir süre et tüketmeyerek kasaplarında sürece dâhil olmasını sağlamalıdır." şeklinde konuştu.

Durum giderek daha da kötüleşiyor

Çiftlik Dergisi kuruclarından Erkan Konuralp, durumun vahametine dikkat çekerek "Çanakkale tarafı Milli park avlanma yasağı var. Buarada parkın içinde yüzerce domuz var. Gizli gizli orada sürek avı yapılıyor. Ve bu hayvanlar avlanıyor. Bu etler nereye gidiyor. Önce bunun bir araştırılması lazım. Buna kimler neden göz yumuyor. AB yasalarında bulun maddeleri aynen alıp Türkiye'ye uyarlamaya çalışıyorlar.

Bu çok yanlış, bakın size kesinlikle söylüyorum ki yurt dışından ithal edilen bütün sığırlar büyük ve küçük baş hayvanların yemleri sıkıntılıdır. Bu yemlerin nasıl yapıldığı hangi katkı malzemelerinin konulduğu ortada. Kimse bunu sorgulamıyor. İş daha tehlikeli boyutlata gidiyor" şeklinde konuştu. (Milli Gazete)

Yorum Yap

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı!
CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.