GDO'lu mısırlar artık alenen raflarda

AB Birliği Tarım Bakanlarının uzlaşamaması üzerine AB Komisyonu, GDO'lu mısırların raflarda alenen yer alması için karar aşamasına geldi. Yem ve katkı maddesi olarak Türkiye'de de raflarda yer alan GDO'ların Türkiye'de ne zaman etiketleneceği bilinmiyor.

GDO'lu mısırlar artık alenen raflarda

28 AB ülkesinin yaptığı oylamada SmartStax adlı genetiği değiştirilmiş yeni mısır türünün AB'ye girişine izin verilmesi konusunda, gerekli çoğunluk sağlanamadığı için, son karar AB Komisyonu'na kaldı. AB Komisyonu'nun sağlıktan sorumlu üyesi Tonio Borg ise AB Komisyonu'nun gelecek haftalarda bu ürünün AB'de satışına yeşil ışık yakmasının beklendiğini kaydetti. Ancak ürünün sadece tüketim amaçlı satışına izin verileceği, çiftçilere yetiştirme izni verilmeyeceği kaydedildi. SmartStax adlı yeni mısır türü, hâlihazırda genetiği değiştirilmiş iki mısır çeşidinin birleşiminden oluşuyor. Birçok böceğe karşı zehir üreten süper mısırın, ayrıca yabani otlarla mücadele için kullanılan iki zirai ilaç türüne de dirençli olduğu belirtiliyor.

Çevreciler tepkili

Çevre örgütleri ve Avrupa Parlamentosu'ndaki Yeşiller grubu, ürünün AB'ye girişine kati şekilde karşı çıkıyor. Çevre örgütleri, ürünün hem bileşenlerinin hem de nihai halinin, yan etkileri ve çevreye uyumuna dair yeterince test yapılmadığına dikkat çekiyor. Alman Çevre ve Doğayı Koruma Birliği‘nden (BUND) Martha Mertens, ürünün 90 günlük bir teste tabi tutulmasının yeterli olmadığını kaydediyor. Mertens "Bu tür testlerle ancak akut zehirli efektler gözlemlenebilir ancak ürünün, uzun vadedeki etkileri değil" diye konuşuyor.

Mertens, bu bağlamda Fransız bilim adamı Gilles-Eric Seralini'nin yaptığı bir araştırmaya dikkat çekiyor. Mikrobiyoloji uzmanı, tartışmalı araştırmasında, iki yıl boyunca genetiği değiştirilmiş mısırla beslenen sıçanların sağlığının bozulduğunu tespit etmişti.

Thünen Biyolojik Çeşitlilik Enstitüsü'nden Profesör Christoph Tebbe, yeni mısır türünün uzun vadeli etkilerinin kısa süreli testlerde saptanamayacağını onaylıyor, ancak Fransız araştırmacının tezinin geçerli olmadığını belirtiyor. Tebbe "Sayın Seralini'nin araştırması aslında geçersiz bir araştırmadır. Çünkü araştırma standart prosedüre dayanmamaktadır. Ayrıca araştırmada kullandığı sıçanlar, denek olarak kullanılmaya uygun hayvanlar değildi" diye konuşuyor.

İnsan sağlığına zararlı mı?

AB'nin, yeni mısır türünün kullanımına sınırlı bir süre için izin vermesi bekleniyor. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA), bu yeni mısır türünde kullanılan genetiği değiştirilmiş organizmaları daha önce güvenli kategorisine almıştı. Ancak şimdiye dek ürünün sağlığa zararlarına dair ne kimya devi Monsanto tarafından gerekli incelemeler yapıldı, ne de bağımsız araştırma enstitülerinin yaptığı bir analiz ortaya konulabildi. Profesör Tebbe, SmartStax adlı mısır türünün sağlığa zararlı olabileceğine dair şimdiye dek ortada hiçbir işaretin olmadığını belirtiyor. Tebbe, Smartstax'ın birçok böcek türüne karşı geliştirdiği zehrin, insan sağlığına zarar vereceğine ilişkin endişelerin yersiz olduğu görüşünde. Tebbe bunu şöyle açıklıyor: "Bu proteinlerin etkili olması için bağırsaklardaki epitel dokuda bulunan bazı reseptörlere ihtiyacı var ve bunlar da sadece belli böcek türlerinde mevcut. Bu reseptörler insanda bulunmuyor. Bununla birlikte bu proteinler insanlarda, midedeki düşük PH oranı ile bile yok edilebiliyor."

Araştırmacı Tebbe, genetiği değiştirilmiş organizmaların, çapraz döllenme yoluyla yerli bitkilere geçmesi durumunda insan sağlığı açısından bir tehlikenin söz konusu olduğunu kaydediyor. Ancak Tebbe, yeni mısır türünün AB'de yetiştirilmeyeceğine dikkat çekerek böyle bir riskin söz konusu olmadığını ifade ediyor.

Adı skandallara karışan firma

Alman Yeşiller Partisi'nin tarım ve gen teknolojisi sözcüsü Harald Ebner ise GDO'lu ürünlerin sağlığa zararlı olmadığı ortaya çıksa bile ortada yanıtlanması gereken daha birçok soru olduğuna işaret ediyor. Ebner "Eğer gen teknolojisinden uzak, organik tarıma da bir yaşama hakkı tanımak istiyorsak, o zaman şunu göz önünde bulundurmalıyız: Biz, ne kadar fazla GDO'lu ürün yetiştirirsek, GDO'suz tarımın masrafları da bir o kadar artacaktır" diye konuşuyor.

Büyük tarım alanlarına sahip Kuzey ve Güney Amerika'da, Hindistan ve Avustralya'da uzun zamandır büyük oranda GDO'lu tahıl yetiştiriliyor. Ancak Avrupa'da bu durum çok daha farklı: Gerçi 50 çeşit GDO'lu gıda ürünün ithalatına izin veriliyor ancak bunlardan sadece ikisi, Avrupa'da yetiştiriliyor.

Adı daha önce skandallarla anılan Monsanto firması ise özellikle Fransa ve Almanya'da büyük tepki çekiyor. Firma, mayıs ayı sonunda Avrupa'da GDO'lu ürün satışından tamamen vazgeçtiğini açıkladığında, bu ilk aşamada firmanın pes ettiği şeklinde yorumlanmıştı. (DW)

Yorum Yap

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı!
CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.