GDO’lu tohumla Arjantin’de mısır veriminin 3 kat arttığı beyanı kesinlikle doğru değildir. Yanlış bilgilerle kamuoyunda lüzumsuz bir şekilde GDO hayranlığı uyandırılmamalıdır.
Son günlerde basın yayın organlarında yer alan “Tohumda tüketici tercihine göre ıslah yapılıyor” başlıklı haberde, “Hibrit tohumu arabaya benzetirsek, GDO'lu tohum uçak gibi. GDO'lu tohum sayesinde Arjantin mısır üretimini 3 kat arttırdı.” yönünde bir görüş beyan edilmiştir. Bu görüş kesinlikle doğru değildir!
GDO'lu tohumla ticari amaçlı tarımsal üretim 1996 yılından itibaren yaygınlaşmaya başlamış olup 1,7 milyon hektar olan ekim alanı 2009 yılında 134 milyon hektara ulaşmıştır. Bu alan küresel tarım arazilerinin sadece %2,7'si, ekilebilir arazilerin ise yaklaşık %9,5'i kadardır. GDO'yu savunan kimi çevrelerin ifade ettiğinin tersine tarım arazilerinin büyük bölümünde GDO'lu tohumla tarımsal üretim yapılmamaktadır.
Arjantin, ABD ve Brezilya'dan sonra dünyada GDO'lu tohumla tarımsal üretim yapan en büyük üçüncü ülkedir. Tarım arazilerinin yaklaşık %70'inde GDO'lu mısır, soya ve pamuk üretilmektedir. Mısır ekim alanlarının %90'ına yakın bölümünde ise GDO'lu tohumla üretim yapılmaktadır.
GDO'lu tohumla üretimin henüz başlamadığı 1995 yılı ile GDO'lu üretimin yapılmakta olduğu 2009 yılı verilerine bakıldığında Arjantin'de mısır üretimi sadece %15 artmıştır. Üretimin en yüksek olduğu 2005 yılında ise %79 artış olduğu görülmektedir. Söylendiği gibi 3 kat artış olmamıştır. Aynı yıllar baz alındığında GDO'suz tohumla üretim yapan Türkiye'nin üretimi ise %123 artmıştır.
Birim alana verim GDO'lu tohumla mısır üreten Arjantin'de %24 artarken, GDO'suz tohumla üretim yapan Türkiye'de %95 artmıştır. Ayrıca, GDO'suz tohumla üretim yapan Türkiye'nin birim alanda mısır verimi, GDO'lu tohumla üretim yapan Arjantin'den %28 daha yüksektir.
ABD Tarım Bakanlığı'nın 2006 yılında yayımladığı “The First Decade GE Crops in the US” raporunda da belirtildiği üzere hiçbir GDO verim artışı sağlamamıştır.
Bu gerçekler görmezden gelinerek, GDO'lu tohumla Arjantin'de mısır veriminin 3 kat arttığı beyanı kesinlikle doğru değildir. Yanlış bilgilerle kamuoyunda lüzumsuz bir şekilde GDO hayranlığı uyandırılmamalıdır.
Ahmet ATALIK
ZMO İstanbul Şube Başkanı
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar