Gün geçmiyor ki Tarım Bakanı Mehdi Eker'in söylemlerini nakseden gelişmeler yaşanmasın. 'Biyogüvenlik Kanunu ile GDO'yu yasakladık' diyerek toplumu ikna edenler artarda gelen izinler karşısından dut yemiş bülbül gibiler...
GDO'lu ürün ithal eden firmaların gizlenmesi için kurdukları sektörel derneklerini maske yapan gıda üreticileri şimdi de "Tüm Gıda İthalatçıları Derneği" üzerinden GDO'lu soya ithal etmek için Biyogüvenlik Kurulu'na başvurdu.
Derneklerini ticari müessese gibi kullanarak firma isimlerini ve markalarını gizleyen gıdacıların bu davranışı, kamuoyunda ikiyüzlülük olarak yorumlanırken Gıda Hareketi yetkilileri ise 'bir üründe soyadan elde edilmiş un, yağ veya yatkı maddesi söz konusu ise bu yüzde 99,9 oranında GDO'ludur. Mısır'da ise bu oran yüzde 95'den fazladır' görüşünde.
Derneklerin amacı dışında kullanılmasının toplumsal güveni zedelediğini dile getiren Gıda Hareketi Lideri Kemal Özer, İçişleri Bakanlığı Dernekleri Dairesi'ni göreve çağırdı. Kirlerini dernekleriyle örtenlerle aynı tanımı kabul edemeyeceklerini belirten Özer; "Derneklerini çirkin emellerine alet edenlerle aynı tanım altında bile olmak züldür. Bunlar sivil toplum örgütü ise Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi, asla değil. Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi mensupları artık örgütlerine 'sivil toplum örgütü' denilmesini hakaret gibi algılamaktadır" dedi.
Asıl sorumluluğun Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda dolayısıyla da siyasi iktidarda olduğunu belirten Gıda Hareketi Lideri, "Bu bir bumeranktır ve gelir buna izin vererek çanak tutanları da içine alır" dedi.
Bakanlıkça geçtiğimiz yıl piyasadan alınan 4 bin üründen 1600'den fazlasında GDO tespit edildiği bilgisine sahip olduklarını ve bu bilginin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Günümüzde helal" konulu toplantısında Biyogüvenlik Kurulu Başkanı Hakan Yardımcı tarafından da teyit edildiğini dile getiren Özer; "Sayın Yardımcı 'Bakanlık yetklilileri bu bilgiyi benimlede paylaştığı' demiştir. Savunma olaraksa eski ithalatların gerekçe göstermiştir. Oysa bugün GDO'lu ürün olarak ham tarım ürünü esas alınıyor. Ambalajlı yani mamul gıda ürünleri, yağlar, katkı maddeleri de hiçbir analiz ve denetime tabi tutulmadan ithaline izin veriliyor" dedi.
'Bakanlık her sorunun ya üstünü kapatıyor, ya da sorun yokmuş gibi lanse ediyor. Yani her zaman herşeyi sütliman olarak gösteriyorlar' diyen Özer, tohum, tarım ve nihai gıda ürünlerinin durumunu her açıdan vahim buluyor ve geri dönülmez hatalar yapıldığını belirtiyor.
Gıda Hareketi
İsimlerini maskelemek için Derneklerini kullanıyorlar
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar