İlaç sektöründeki rüşvet çarkına dev soruşturma başlatıldı. 50 hastane ve 12 büyük ilaç şirketinde yoğunlaşan araştırmalarda rüşvetin belgeleri de ilk kez ortaya çıktı. 20 doktor ifadeye çağrıldı
SABAH'ın geçen yıl gündeme getirdiği sağlıkta milyar dolarlık rüşvet çarkı, yargı ve denetim organlarını harekete geçirdi. İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıkları'nın ortak soruşturmasında doktor ve hastane yöneticilerine rüşvet vererek fazladan ilaç yazdıran 4'ü yerli 8'i yabancı olmak üzere 12 ilaç firması ile 50'ye yakın özel hastane mercek altına alındı. Mali Suçlar Araştırma Kurumu (MASAK) ile ortak hareket eden savcılar, şirketlerin muhasebe kayıtlarını didik didik etti. Aralarında şirket genel müdürü, doktor ve hastane yöneticilerinin de bulunduğu 20'den fazla kişinin ifadeye çağrıldığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında rüşvet çarkının çarpıcı belgeleri de ortaya çıktı. İlaç şirketlerinin muhasebe kayıtlarında, doktorlara alınan pahalı hediyeler ve bunun karşılığında yazılacak ilaçlar ile buradan elde edilecek net kârın da açıkça yazıldığı görüldü. Doktor ve hastane yöneticilerine bu kapsamda verilen rüşvetler şu şekilde sıralanıyor: Motosiklet, elden para ödemesi, yurtdışı tatili, gayrimenkul, kış lastiği, iPad, iPhone, deri ceket, ev tadilatı, saç düzleştirme makinesi, akaryakıt, ayakkabı, mücevher, otomobil, fırın, buzdolabı vs...
LCD 1 AYDA AMORTİ
Savcılığın ve MASAK'ın elinde bu konuda 300 klasörlük kayıt bulunuyor. Bu belgelerde oldukça çarpıcı yazışmalar mevcut. Örneğin 07.02.2010 tarihli Kırıkkale Devlet Hastanesi'nde görevli bir doktor ile olan yazışma ilaç firmasının muhasebe kayıtlarına şu şekilde düşülmüş: "Dr. A.S. ile yapılan görüşme olumlu geçmiştir. Doktor tarafından istenilen 82 ekran Samsung LCD TV alınır alınmaz günde 30 adet x marka ilacımızı hemen yazmaya başlayacaktır." İlaç firmasının çalışanı LCD rüşvetinin getirisini de hesaplayarak üstlerine bildirmiş. Bu ifadeler ele geçirilen belgelerde şu şekilde özetleniyor: "1 günde 30 kutu, 6 ayda 3600. 3.600x5.84 TL=21.000 TL. Projenin kazancı 6 bin TL. LCD amorti süresi 1 ay olarak öngörülmüştür."
7 MİLYARLIK ZARAR VAR
Türkiye'nin yıllık ilaç tüketiminin maliyeti 20 milyar doları buluyor. Ancak resmi verilere göre hastalara yazılan ilaçların yüzde 45'i açılmadan çöpe gidiyor.
BİR DOKTOR 10 FİRMAYLA ÇALIŞIYOR
SABAH'ın ulaştığı belgelere göre bazı doktorların en az 10 ayrı ilaç firmasından rüşvet aldığı da ortaya çıktı. İşte soruşturma kapsamında yapılan diğer tespitler:
Doktorlar fazla ilaç yazdığını ispatlamak için Enit adı verilen reçete bilgilerini ilaç firmalarına fakslıyor.
İlaç
şirketlerinin doktorlara gönderilen hediyeleri, muhasebe kayıtlarında gider olarak gösterdikleri ve bu sayede vergi de kaçırdıkları anlaşıldı.
Büyük rüşvetler başhekime gidiyor. Başhekim daha sonra altındaki doktorlara hangi ilaçları yazması gerektiğini iletiyor.
Rüşvet verrneyi kabul etmeyen ilaç mümessillerinin işine son veriliyor.
Görevi ilaç tanıtmak olan mümessiller, limitsiz kredi kartları ve altlarındaki lüks otomobillerle doktorların özel ihtiyaçlarını anında karşılıyor.
DOKTORLAR KATEGORİYE AYRILDI
Soruşturma kapsamında elde edilen verilere göre ilaç firmaları, Türkiye' deki doktorları yazdıkları ilaçlara göre kategorilere ayırmış. En pahalı ilaçları yazan doktorlar A segmentinde yer alırken, bu doktorlara verilen rüşvetin aylık bütçesi ise 15 bin TL ile sınırlanıyor. Bütçeyi aşan taleplerde ise ilaç firması yönetimine haber verilmesi isteniyor. B, C ve D segmentlerine göre de özel bütçeler yer alıyor. Sınıflama satış dataları üzerinden yapılıyor.
OTOMOBİL TAKSİTLERİNİ ÖDEMİŞLER
Bir başka belge ise İzmir Devlet Hastanesi'nde görevli bir doktorun otomobil kredilerinin ödenmesi ve 4 adet kış lastiği alınması ile ilgili. İfadelerde, doktora alınan otomobil ve kış lastikleri için, "Ayda 115 adet x marka ilacın yazımı ile aylık 85.455 TL gelir ve 6 bin TL kazanç öngörülmüştür. Aracın aylık ödemesi 1.200 TL olup öngörülen kazanç 4.800 TL'dir" bilgileri yer aldı.
REÇETE YAZMIYOR PLAZMAYI SÖKÜN
Yürütülen soruşturmalar sırasında savcıların eline ilginç belgeler de geçti. Buna göre ilaç şirketi istenen ilaçları yazmayan bir doktordan daha önce hediye ettiği bir plazma televizyonu geri alıyor. Bu da şirketin kayıtlarına şu şekilde düşüyor: "Ankara Bölgesi olarak proje kapsamında alınmış fakat gereği yapılmadığından geri alınan LG marka 32 inc LCD T.V A.T'ye kargoyla gönderilmiştir."
Hem sağlığımızı hem de devleti böyle hortumlamışlar
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar