Hacettepe Üniversite Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dağdelen: 'Kaplardan gıdalara geçen, tarım ilaçlarıyla gıdalara bulaşan, gıdaların yapısında bulunan veya çevresel faktörlerden kaynaklanan her türlü endokrin bozucun insan neslinin devamlılığını tehdit ediyor' dedi.
Kutup ayılarından çok da farklı durumda değiliz diyen Dağdelen, "Üreme organlarındaki değişiklikle canlının dölleme yeteneği azalıyor, üreme potansiyeli düşüyor. Kızlarda erken ergenlik ve meme kanseri artıyor" dedi.
GIDA AMBALAJLARI VE TARIM KİMYASALLARI İNSNALIĞI TEHDİT EDİYOR
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi endokrinoloji uzmanlarından Doç. Dr. Selçuk Dağdelen çevre kirliliği, gıdalardaki tarım ilaçları kalıntıları ve kaplardan gıdalara bulaşan kimyasalların canlıların üreme sistemini ciddi boyutta etkilediğini, insan neslinin geleceğinin tehdit altında olduğunu ifade etti.
Dağdelen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 90'lı yılların başında bir grup deniz biyoloğunun kuzey kutbuna keşif için gittiğinde bazı dişi kutup ayılarının üreme organlarında erkeksileşme fark ettiklerini ve bu durumun kutup ayılarının anne karnındayken sudan gelen erkeklik hormonu nedeniyle ortaya çıktığını kanıtladıklarını anlattı.
Aynı yıllarda ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki bir ırmakta da benzer etki yapabilecek poliklorurbifenil ve DDT gibi kimyasal düzeylerinin çok yüksek olduğunun belirlendiğini, eyalet yasasıyla ırmaktaki büyük balıkların tüketiminin yasaklandığı belirten Dağdelen, karşılaşılan durumun bilim dünyasını şaşkına çevirdiğini söyledi.
KİRLİLİK İÇECEK TEMİZ SU BULMAYI GÜÇLEŞTİRİYOR
Bu olaylardan sonra çevre kirlenmesinin, sudaki hayatın idamesini tehdit edebileceği uyarısında bulunulduğunu dile getiren Dağdelen, "Çünkü üreme organlarındaki değişiklik kalpte ya da akciğerdeki bir soruna benzemez. O canlının neslinin devamlılığını tehdit eder" dedi.
İNSANIN SİSTEMİ BOZULUYOR
Bunun üzerine tıp dünyasının, "vücuttan salınmamış, dışarıdan gelen çakma hormonlar" olarak nitelendirilebilcek endokrin (hormon) bozucular üzerinde araştırmalara başladığını kaydeden Dağdelen, tarım ilaçları, bitkisel ve hayvansal büyüme hormonları, bisfenol-A (BPA), bazı kimyasallar ve civa, arsenik, kurşun gibi ağır metallerin endokrin sistemini etkileyebildiğini belirtti.
İNSAN NESLİ TEHDİT ALTINDA
Kaplardan gıdalara geçen, tarım ilaçlarıyla gıdalara bulaşan, gıdaların yapısında bulunan veya çevresel faktörlerden kaynaklanan her türlü endokrin bozucunun insan neslinin devamlılığını tehdit ettiğini vurgulayan Dağdelen, "Üreme organlarındaki değişiklikle canlının dölleme yeteneği azalıyor. Üreme potansiyeli düşüyor. Kızlarda erken ergenlik ve meme kanseri artıyor" dedi.
Erkek cinsel sağlığının tehdit altında olduğuna işaret eden Dağdelen, "1940'lardan bu yana pek çok millette ortaya çıkan bir sorun var, erkek sperm sayısı azalıyor. Bahsettiğimiz hastalık falan değil, genç erişkinlerden bahsediyoruz. Diğer taraftan ileri yaşlara geldiğimizde erkeklerde açıklayamadığımız bir testis kanseri artışı var. 3-4 kat gibi korkunç rakamlar bunlar" diye konuştu.
ÜLKEMİZDE ERKENLİK YAŞI HIZLA DÜŞÜYOR
"Artık çevreye uzaktan bakmaktan vazgeçmeliyiz" uyarısında bulunan Dağdelen, " Hiç de kutup ayılarından farklı bir akıbet beklemiyor bizi de bizim çocuklarımızı da. Örneğin ülkemizde kızlarda ergenlik erkene kaymıştır. Bu çok endişe verici bir durumdur. Kadın sağlığını tehdit eden bir sorundur. İnsan türünün idamesi tehdit altındadır" dedi.
Doç. Dr. Dağdelen "Hiç olmadığı kadar birlikte çalışmak durumundayız. Gıda mühendisi, tıp uzmanı, genetik uzmanı beraber laboratuvara girmek zorundayız" cümleleriyle sözlerini tamamladı. (AA)
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar