Bir toplumda giyim kuşam sadece modanın emrine teslim edilmiş ise, o toplumun düşünce ve sağlık sorunları var demektir. Giyim kuşamın hem inanç, hem gelenek, hem kültür hem de sağlıkla yakın bir ilişkisi var! Ama günümüz modacıları tek tipleştirmekistedikleri çağdaş(!), modern(!), hedonist ve çok bilmiş(!) insanı ellerinde oynatıyor. Oysa giydiğiniz kıyafet kanser yapıyor, kısırlaştırıyor. Temizlemek için kullandığınız deterjan ise bunların yanısıra yaşam alanlarınızı da yok ediyor. Bu bağlamda
Kumaş seçerken bilmeniz gerekenler
Kumaş deyip geçmeyin. Giyim İslam'da ve diğer dinlerde önemli bir yere sahip. Hakkında birçok dinde önemli düzenlemeler bulunan giyim konusu sadece ne tür kıyafetler giyilmesini değil, hangi kumaşları kullanmak gerektiğini de kapsıyor. Giyim tarih boyunca insan bedenini fiziksel ve ruhsal etkilerden korumak için bir ihtiyaç olarak gelişmişken, günümüzde tam aksine zarar veren bir hale dönüşmeye başladı bile.
Kumaşlar yalnızca giyimde değil günlük hayatımızın pek çok alanında karşımıza çıkıyor. Nevresimlerde, mobilya ve arabalarımızdaki döşemelerde kadar günlük yaşantının her alanında kumaşlarla iç içeyiz. Buna rağmen çok azımız seçilen kumaş türünün sağlığımız için önemli olduğunun farkındayız. Kumaşlar hakkında yapılan araştırmalar sentetik ve yeni teknoloji ürünü kumaşlardan uzak durulması gerektiğini; geleneksel, sünnete uygun kumaşların tercih edilmesi gerektiğini gözler önüne seriyor. Dolabınızda naylon, polyester, akrilik adına ne varsa terk edip; pamuk, keten, yün, ipek (sadece kadınlar için), kaşmir gibi doğal kumaşlar kullanmanızı öneriyoruz.
KUMAŞ DÜNYASI
Geçmişte insanlar doğal liflerden yapılan yün, kaşmir, pamuk, ipek, keten ve kenevir gibi kumaşları kullanırdı. Fakat bugünkü giyim mağazalarına göz atarsanız suni ipek, polyester, akrilik, asetat ve naylon gibi sentetik kumaşlardan başka bir ürün bulamazsınız. Sunulan ürünler leke tutmayan, kırışmayan, nano teknoloji ile üretilen suni kumaşlardan öteye gitmiyor ne yazık ki.
Kumaşların yeni teknolojilerle üretilmesi işleri kolaylaştırıyor gibi görünse de sağlığımızı tehlikeye attığı da bir gerçek. Unutmayın kimyasal işlem görmüş doğal veya sentetik her türlü kumaş, cilt yoluyla vücudunuza nüfuz ediyor. Özellikle parlak renkli, plastik baskılı kıyafetler sadece yetişkinlerin değil çocukların da sağlığını etkiliyor.
EN ZARARLI 6 KUMAŞ TÜRÜ
Giyim, nevresim veya kumaş kaplı mobilyalar alırken ürünlerin etiketlerini mutlaka kontrol edin. Kumaşların ham maddelerini öğrenmeniz zararlı olanlardan uzak durmanıza, bilinçli seçim yapmanıza yardımcı olacaktır.
1. Polyester satın alabileceğiniz en tehlikeli kumaştır.
Polyester naylon ve plastikten elde edilir. Derinin hava almasını önler. Polyester ve naylon kumaşlar gribal enfeksiyonlara davetiye çıkarmakla birlikte, çeşitli cilt hastalıklarına ve kadın hastalıklarına sebep olabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırma, polyester iç çamaşırlarının sperm sayısı ve hareketliliğinde düşüşlere sebep olduğunu göstermiştir. Benzer çalışmalar insanlar ve fareler üzerinde de yapılmıştır. Polyester sentetik yapısı itibariyle, çok güçlü bir elektrostatik potansiyel üretir. Yapılan bir diğer araştırmada hamileliği normal devam eden 5 ile 7 arasında köpeğe %100 polyester kıyafetler giydirilmiştir. Ve araştırmanın ilk ayı içerisinde bu köpeklerden ikisinin elektrostatik enerjilerinin aşırı artması sonucu progesteron oranlarında aşırı düşüş nedeniyle ani düşük yaptıkları görülmüştür.
2. Akrilik kumaşlar sentetik polimerler olan akrilik liflerinden yapılır.
Üreten işçilerin bedelini hayatıyla ödediği kotları giymeyin. Kaldı ki kotlar dar kıyafetler gibi mahremiyet sorunu oluşturur. |
Akrilik ipliklerle dokunmuş kumaşlar, çocuklarda teri iyi çekmediği için vücudun ısı dengesini bozar ve gribal enfeksiyonlara sebep olabilir. Daha da ötesi, polimerler plastiğin ana maddesidir ve kanserojendir.
3. Rayon geri dönüştürülmüş odun hamurudur.
Düzenli yıkama ve giyinmeye karşı dirençli olması için kostik soda, amonyak, aseton ve sülfürik asit ile işlem görmüştür.
4. Asetat ve triasetat selüloz denen ağaç liflerinden yapılır.
Son ürün oluşturmak için geniş bir kimyasal işleme tabi tutulur.
5. Naylon petrolden yapılır.
Kalıcı ve zararlı olabilen kimyasallar ile işlenir.
6. Leke tutmaz, ütü gerektirmez, buruşmaz, güve kovucu her şey.
Leke tutmaz ve buruşmaz kumaşların çoğu teflon gibi florlanmış kimyasallar ile işlenir.
MODERN KUMAŞLAR
Unutmayın! Doğal olanlar da dâhil birçok kumaş;
Deterjanlar,
Petrokimyasal boyalar,
Çekmeyi önlemek için formaldehit,
Uçucu organik bileşenler,
Dioksin üreten ağartıcı,
Kimyasal yumuşatıcılar içeren önemli bir işleme tabii tutulur.
Bu kimyasallar insan bedeni için zehirlidir, ağır metaller içerir ve çevreyi kirletirler.
PEKİ, NE YAPMALIYIZ?
1. İyi Kumaşlar Seçin:
Kimyasallara karşı duyarlı iseniz ya da çevrenizi sağlıklı kumaşlarla donatmak istiyorsanız kumaş seçimi hakkında bilgi sahibi olmanız gerekir. Bugün ulaşabileceğiniz doğal kumaşlardan bazıları şunlar;
a) Pamuk
b) İpek
c) Keten
ç) Kenevir
d) Yün
e) Kaşmir
Günümüzde ne yazık ki organik kumaşlar da az da olsa işlenebiliyor. Yine de sentetik kumaşlara oranla daha sağlıklı seçenek olan doğal kumaşları kullanmanızı öneriyoruz. Üstelik mümkün olduğunca renksiz kumaşlar tercih etmekte fayda var, özellikle iç çamaşırlarında…
Doğal kumaşlar maddi açıdan biraz külfetli görünebilir. Ancak iyi kumaşa ve kıyafetlere harcadığınız her kuruşu geleceğe dair kıymetli bir yatırım olarak görebilir, kıyafetlerinizi uzun ömürlü kullanabilmek için özen gösterebilirsiniz. Teknolojinin hızla ilerlemesi doğal ürün seçeneklerini kısıtlarken bu tür yatırımlar ileri dönemlerde siz ve sevdikleriniz için sahrada su gibi kıymetli olacaktır.
2. Doğru Yöntemlerle Temizleyin:
Kumaşların sağlığınıza zarar vermemesi için bir diğer önemli faktör temizleme yönteminizdir.
Mümkün olduğunca kuru temizlemeden kaçının, çamaşırlarınızı doğaya ve size zarar vermeyen doğal temizleyicilerle yıkayın.
Organik gıda, saf su, doğal ve organik giysiler bir araya gelerek refah düzeyinizi artırabilir; daha sağlıklı bir hayata sahip olmanızı sağlayabilirler. Kullandığımız zehirli (zararlı) maddeleri hayatımızdan çıkarmak ilk bakışta çok bunaltıcı ve zor görünebilir ama her değişiklik gibi bu da adım adım başarılabilir. Zamanla hayatınızdaki ve çevrenizdeki değişimi göreceksiniz. Dünyadaki değişimler hayatınızda yaptığınız küçük değişikliklerle başlar.
3) Kumaşlarda kullanılan azo boyalar, alerjen ve kanserojendir.
4) Dar kıyafetler hem sağlık hem de tesettür açısından tercih edilmemlidir.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar