okulu silgiler, birbirinden ilginç kalemler ve rengarenk kırtasiye malzemeleri… Her okul döneminde çocukların okul stresini çoğu zaman eğlenceye dönüştüren bu kırtasiye ürünleri, aslında çocukların sağlığını bozabilen çok ciddi tehlikeler içeriyor.
Piyasaya çeşitli şekillerde giren ve özellikle de Uzakdoğu kökenli olan ucuz ve kalitesiz boya, oyun hamuru, kokulu silgi gibi kırtasiye malzemeleri, abartılmış “albeni” özellikleri nedeniyle bilinçsizce tüketilmektedir.
Gıdalarının konduğu plastik çantalar ve suluklar da eğer kalitesiz ise bu anlamda risk taşımaktadır. Okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuklar, kullandıkları kırtasiye malzemelerini kontrolsüzce ağızlarına götürebilmekte, kullandıktan sonra ellerini ağızlarına veya gözlerine sürebilmektedir.
Oysaki bu ürünlerde yer alan boyar ve uçucu kimyasal maddeler, çocukların sağlığı için büyük bir risk oluşturmaktadır. Hangi maddeden üretildiği belli olmayan ve güvenlik sınırlarını aşan kimyasal madde katkılı bazı ürünlerin uzun vadede sonuçlarının daha net ortaya çıkacak olması, maalesef bunların günlük kullanımını özensiz kılmaktadır.
KALİTESİZ KIRTASİYE MALZEMELERİ KANSER NEDENİ
Son derece toksik etkileri olduğu bilinmesine karşın, aşırı dozda bu kimyasallara (fitalatlar, azor, kanserojen, alerjen boya maddeleri, ağır metaller, formaldehit) maruz kalmanın sonuçları da üzücü olabilir. Bünyesi hassas bazı çocuklarda deride döküntüleri tarzında alerjik reaksiyonlar gelişebilir ve solunum sıkıntısı oluşabilir.
Şüphelenilen bu ürünün uzaklaştırması sonucu bulguların ortadan kaybolmaktadır. Özellikle azor boya maddelerinin bu ürünlerde kullanılması sonucu kansorejen etkiler ortaya çıkabilir. Bu tür boyalar suda kolayca çözüldüğü için terlemiş bir elle bile tutulduğunda kolayca ele geçer. Bebek veya çocuk bu oyuncakları ağzına götürdüğünde, boyalar da bir şekilde vücuduna geçmiş olur. Vücuda giren bu maddelerin zararlı etkilerinin ortadan kaldırılması karaciğerde olur ve ardından idrarla süzülerek atılır.
Eğer yeterli atılım gerçekleşemezse, vücutta birikimi söz konusu olacaktır. Kokulu kırtasiye ürünlerini koklamak, çocuklarda koklamaya dayalı bağımlılıkları pekiştirebilir. Kokunun gün boyu sindiği kalem kutusunu keyifle koklayan çocuklar görülmektedir.
Söz konusu maddelerin kanserojen etkisi uzun dönemde ortaya çıkabildiğinden, hayvansal deneylerde, özellikle mesane kanseri gelişiminde azor boyar türevlerini etkili olduğu bilinmektedir.
ÜRÜNLERİN ÜZERİNDE TSE DAMGASI OLMALI
Endişe duyulan durumlarda; hem bu ürünlerin satışını yapan kişilerin hem de velilerin gerekli incelemeleri yaptırması için doğru adreslere ulaşmaları yönünde bilgilendirilmeleri çok önemlidir.
Bunun için her türlü harcamanın yapılması gerekliliğine inanmalı ve bu kalite sorgulamalarını yürüten merkezlerce onanmış ürünler kullanılmalıdır.
Bu sayede basit ve ucuz ürünlere olan talebin de azalması sağlanarak, çocukların sağlığı ile oynanmasının önüne geçilebilir. Kırtasiye malzemesi alırken mutlaka TSE damgalı ve yaş grubuna uygun ürünler tercih edilmelidir.
Hürriyet
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar