Polis, İstanbul’da ekmeğin fiyatının belirlenmesinden marketlerdeki satışına kadar müdahale eden bir çetenin olduğunu orataya çıkardı. Çete üyelerinin ‘Ben bunu bir daha vurayım. İşin hakkı 5-6 milyar’ şeklindeki konuşmaları dinlemeye takıldı.
Türkiye'deki mafya çeşitlerine bir yenisi daha ortaya çıkarıldı. Bu mafya üyeleri ekmeğini fırından çıkaranlardan oluşuyor. Organize ve Mali Şube ekiplerinin ortaklaşa düzenlediği operasyonla ortaya çıkarılan çetenin tahsilatçılar, titikçiler ve muhasebecilerden oluştuğu anlaşıldı.
FIRINCIYI VURUYORLAR
Fırın mafyasının çalışma sistemi ise diğer çete üyelerine göre biraz daha farklı. Önce kendisine bir bölge seçen çete, fırıncılar üzerinde yavaş yavaş hakimiyet kuruyor. Çete, bir süre sonra ekmek fiyatlarını belirlemeye başlıyor. Kanunen yasak olmasına rağmen fırıncıların belirli bir fiyatın altında ekmek satmasını engelliyor. Belirlenen fiyatın altında ekmek satmak isteyen mayfa üyelerinin salıdırısına uğruyor.
Fırın çetelerenin belirledikleri fiyatın dışında ekmek satan fırın ve market sahipleri ve çalışanlar darp ediliyor, silahla yaralanıyor ve işyerleri kurşunlanıyor.
HERKESİN HARA BÖLGESİ FARKLI
Mafya üyelerinin kendi aralarında darp ettikleri ve yaraladıkları kişiler ile ilgili konuşmaları da dinlemeye takıldı. Bir konuşmada mayfa elemanı “Ben bunu bir daha vurayım istersen abi” diyor.
Bir başka konuşmada ise “Ben alınsam diyeceğim ki vurduran Orhan A. Bana dediki vur hesabı ben de vurdum, bu kadar basit. İşin hakkı bu kadar değil 5 milyar 6 milyar” sözleri dikkat çekti.
Polis bu konuşmaları da soruşturma dosyasına ekledi.
ÇETE NEYİ BELİRLİYOR?
Hangi fırının hangi markete ekmek satacağını da belirleyen çetenin kendi istekleri dışında ekmek veren fırınların ekmeklerini marketlerden toplattıkları, çöpe attıkları tespit edildi.
Dinlemeye takılan bir görüşmede mafya üyelerinin “Haramidere Sonevler'e ben bakıyorum. Balıkyolu kısmına Ömerle Osman bakıyor. Yukarı kısımlara Şahinle Nihat bakıyor” demeleri, İstanbul'u kendi aralarında paylaşmaları şeklinde yorumlandı.
Mafyanın kendi isteklerine uymayan fırın ve marketleri 174 Alo Gıda Hattına ihbar ettikleri, fırıncılardan fon adı altında günlük 60 ila 100 lira arasında para topladıkları öne sürüldü. Gaziosmanpaşa'da 16, Fatih'te 14, Esenyurt ve Avcılar'daki operasyonda 49 kişi gözaltına alındı. (Zaman)
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar