Kölelerin haklarını özlemle aramak...

Günümüz insanları kadim dönem kölelerinden daha çok çalışıyor. Kölelerin modern insandan daha özgür olduğunu belirten The New York Times, 'dünya bir sinir krizinin eşiğinde' diye yazdı.

Kölelerin haklarını özlemle aramak...

Çalışmak daima stresli olmuştur. Bunu anlamak için eski Mısır'daki kölelere veya Ortaçağ köylülerine bakmak yeterli. Ama çölde taş taşıyıp feodalizm dönemi tarlalarında ırgatlık yapmasak da, modern kariyer baskıları sağlığımıza ve huzurumuza yönelik kendi tehditlerini getiriyor. Zaman darlığını düşünün. Eski bir köylü bile, en azından efendisinin keyfi yerindeyken birkaç saat dinlenebilirdi. Oysa günümüzün teknolojisi, çalışanları Ortaçağ prangası gibi sıkıştırıyor.

The New York Times'ta, "Daima ulaşılabilir olma baskısı, eskiden içgüdüsel olarak yenilenmeye ve güç toplamaya ayırdığımız zamanı olumsuz etkiliyor" diye yazan Tony Schwartz, kafein ve stres hormonuyla ayakta duran çalışanlar "daha tepkili, dalgın ve fevri" oldukları için, işgününde dinlenme zamanı hatta kısa uykular olmasını öneriyor. Ama bu fikirlerin çoğunun çalışma ortamında mümkün olmadığını da ekliyor. Çalışanlar kısa uyku dışında özeleştiriyi azaltarak da durumlarını düzeltebilir.
 
Kendilerine karşı merhametli olanlar daha az depresyon ve kaygı sorunu yaşıyor ve işteki sorunlarla daha iyi baş ediyor. Kişisel gelişim doçenti Kristin Neff, "Çoğu kişi bunu yanlış yapıyor çünkü kültürümüz kendine karşı katı olmak gerektiğini söylüyor" diyor. Güney Koreliler bunu iyi biliyor. İşte ve okuldaki baskılar öyle bunaltıcı ki, Mark McDonald The New York Times'ta, "Ülke ulusal bir sinir krizinin eşiğinde" diye yazdı. Korelilerin çok azının sorunlarını tartışmak için kendilerinden yardım almasından yakınan akıl sağlığı uzmanları, yüksek intihar oranından dolayı endişeli.

Psikolog Doktor Kim Hyong-soo, "Duygusal sorunlar hakkında açıkça konuşmak hâlâ tabu" diyor. McDonald'a göre tabu olmayan şey, iş çıkışı yapılan ve eşit ölçüde rekabetçi olan aşırı içme alışkanlığının biraz hafifletebildiği, maço ve acımasız çalışma ortamı. İçki sersemliği yaşamasanız da, işyerindeki ayak oyunları ömrünüzü kısaltabilir. Tel Aviv Üniversitesi'nde yürütülen 20 yıllık bir çalışma, iş arkadaşlarından sınırlı duygusal destek alan veya hiç almayanların ölme olasılığının 2,4 kat fazla olduğunu buldu. Patronunuzun işi de kolay olmayabilir. Yani o bir babun maymunuysa. Princeton Üniversitesi'nin Kenya'daki maymunlarla ilgili araştırmasında, alfa (baskın) erkeklerin topluluğun en alt basamağındaki maymunlar kadar stres sorunu yaşadığı görüldü. En iyi sonuçlar beta erkeklerinde bulundu.

The New York Times'ın haberine göre, "Daha az kavga eden ve eşlerini korumak için daha az çabalamak zorunda kalan beta erkeklerinin stres düzeyi çok daha düşük." Öyleyse belki de CEO olmak için uğraşmayı bırakıp başkan yardımcılığıyla mı yetinmeliyiz? Bir başka Kenya babunu sürüsü, işteki deneyime ışık tutabilir. Bu sürü, rakip gruba saldırıp kokuşmuş et yedikten sonra tüm baskın savaşçı erkeklerini kaybetti.

Natalie Angier The New York Times'ta şöyle yazdı: "Nüfus yapısındaki bu değişimle birlikte, barışçılığa doğru kültürel bir değişim yaşandı ve genelde tehlikeli olan babun hiyerarşisi yumuşadı. Tehdit, tokat ve ısırığın yerini sevgi gösterme ve birbirini temizleme hevesi aldı." Bu değişim sonraki nesilde de sürdü. Buradan çıkarılacak ders: Köle gibi çalıştıran amirleriniz size uşak gibi davranıyorsa ya darbe yapın ya da ölmeleri için dua edin.

The New York Times

Yorum Yap

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı!
CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.