Monsanto'nun Bursa'da yapacağı yatırım tepki toplamaya devam ediyor. Başbakan Erdoğan’ı bu okuya karşı duyarlı olmaya çağıran Gıda Hareketi Lideri, Gıda ve Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın başbakanı ve toplumu yanılttığını belirtti.
İlknur Şahin'in haberi
Küresel tarım, tohum, kimya ve zirai ilaç devi ABD'li Monsanto, Türkiye'deki yatırımlarını büyütme kararı aldı.
Bu yıl Bursa'da 30 Milyon dolarlık yatırım planlayan Monsanto, Türkiye'yi kirli tohumlarının bölgesel merkezi yapmayı planladığını açıkladı. Monsanto yöneticilerinden Elie Assaf, Türkiye'de kapasitelerini artırmak için çalıştıklarını duyurdu.
Tescilli, kısır ve besin değeri düşük tohumlarının Türk çiftçisini geliştireceğini iddia eden Assaf, tohum üretiminin 3000 hektara düşen 250 bin çuvaldan 1.2 Milyon çuvala çıkartılması gerektiğini söyledi.
Monsanto Türkiye temsilcisi Elie Assaf, ürünlerimizin ürettikleri tohumların yüzde 60'nı Türkiye'nin iç pazarında satacaklarını yüzde 40'ının ise İtalya, İspanya, Portekiz, Yunanistan ve Irak gibi ülkelere ihraç edeceklerini iddia etti.
Atom bombası, Vietnam'da savaşta kullanılarak askerlerin diri diri yakılmasına yol açan Turuncu maddenin, tarihin en ölümcül kimyasallarından biri olan DDT'nin kaşifi ve üreticisi de olan Monsanto'nun halen Bergama, Çanakkale, Antakya ve Bursa şehirlerinde olmak üzere 4 üretim tesisi bulunuyor.
Bir çok eserde “şeytan şirket” olarak tanımlanan firmanın Bursa'daki üretim alanı 54.000 hektar. Dünyanın çok büyük bir kısmında örgütlenmiş olan şirketinin sadece ABD'de 150 tohum mağazası, ve binlerce çiftçi ile sözleşmeli ekim anlaşması bulunuyor.
Genetiği değiştirilmiş tohumlar konusunda dünyanın en büyük firması olan Monsanto'nun bu çalışmaları büyük tepki topluyor. ‘Safi zehir' olarak tanımlanan Monsanto tohumlarının bir bölümü Türkiye'de de tescilli. Bir bölümü için ise Biodirectâ markası ile pazarlamak için Türk Patent Enstitüsü'ne müracaat etmiş bulunuyor.
TOHUM İNSANLIĞIN ORTAK MÜLKÜDÜR TESCİL EDİLEMEZ
Tohumlar insanlığın ortak mülkü olduğunu ve patent altına alınamayacağını belirten Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer, Türkiye'nin bu tür müracaatlara patent vermesinin insan hakları ihlalli olduğu ve bununda insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğu görüşünde.
Verilen patentler yasal olsa bile hukuki değildir diyen Özer, “Tohumun yapısıyla oynamak, insanlığın geleceğiyle oynamaktır ve bunlara izin vermek ise bilim değil, şartlatanlık yaparak insanlığı aldatmaktır. Her şey yaratıldığı şekilde korunduğu müddetçe güzel, sıhhî ve değerlidir. Aksi durumda bazı şirketler ve kirli eller kârlı olabilir ancak insanlık bundan çok büyük zarar görür” dedi.
HİBRİT TOHUMLAR EN AZ GDO KADAR TEHLİKELİ
Buna sessiz kalmanın da suç ortaklığı yapmak olduğunu dile getiren Gıda Hareketi Başkanı Kemal Özer, hibrit tohumlarda insan sağlığıyla oynayan en az GDO'lu tohumlar kadar tehlikeli olduğunu belirtti. Hibrit tohumlarla elde edilen ürünler fiziki açlığımızı giderdiği halde biyolojik olarak aç bıraktığı söyleyen Özer, “Bunu fark etmeyen ve bununla mücadele etmeyen toplumların geleceği yoktur. Kendi geleceklerini kendi elleriyle yok etmektedirler” dedi.
BAŞBAKANI YANILTIYORLAR
Başbakan Erdoğan'ı bu konuya karşı duyarlı olmaya çağıran Gıda Hareketi Lideri, Gıda ve Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Başbakanı ve toplumu yanılttığını belirtti.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar