Müslüman olmak ahlaklı olmadığı da gerekli kılar mı? İşte günümüz Müslümanlarının ahlakî düzeyleri konusunda sarsıcı bir eleştiri yazısı kaleme alan Muhammed Çelik'in makalesi...
Müslüman olunca ahlak kurallarını rafa kaldırabiliriz. Nasıl olsa Allah bizi affeder. Nasıl olsa Allah bizim arkamızda durur. Zaten o da bizim partimizden, bizim cemaatten, bizim vakıftan, dernekten bizim, mahalleden bizim.. Allah'la biz kankayız ki... O bizi öper durur, öper durur...
Müslüman olunca ayrıca ahlaklı olmaya ne gerek var? Zaten her şey İslam'ın içinde yok mu? Kur'ân'da kuru ve yaş her şey yazılmamış mı? İnsan hakları bir aldatmaca, asıl insan hakları bizde abisi! Biz herkesten daha insancıl, başka dinlere daha saygılı, doğaya hürmetkâr, çevrecinin danıskasıyız. Biz bunları iyi biliriz. Ahlaklı olmayı sizden mi öğreneceğiz? Gel sana ahlakın kitabını tersinden okutalım.. İslâm'da “yok” yok kardeşim..
Müslüman olunca ahlaklı da oluruz aynı zamanda, bu otomatikman olan bir şeydir. Bizim kanımızda var ahlaklı olmak. Eğer biz birini sevmiyorsak o kansızdır, onun damarlarında asil kan değil, meşrubat gibi bir şey mevcuttur. Gerekirse içilmelidir!
Müslüman olunca biz bir büyük kitle oluruz, sizler sürüsünüz, yığınsınız; biz kitleyiz, toplumuz, halkız biz. Müslüman olunca haklı olduğumuzu kimse test edemez, çünkü Müslüman olmak haklı olmaktır otomatikman olan bir şey bu da. Biz haklı olduğumuz için de kimlerin haksız olduğunu iyi biliriz. Bize zulmedildi, bu çağda çok kanımız döküldü, çok işgal edildi ülkelerimiz. Çok yağmalandık, tecavüze uğradık.. Biz her konuda haklı olmayacağız da siz mi olacaksınız? Hadi gidin, iplemiyoruz biz sizi...
Müslüman olunca insan sevgisi yanında hayvan sevgisi de depreşir şuramızda... Onları en güzel biz keseriz, sonrası malum: Onları dağıtırız konu komşuya, fakirlerin eline tutuştururuz parayı. Pirzola yaparız, mangal yaparız. Piknik namazı iki rekâttır, sevgililer günü kandil değildir. Umre turları ibadettir. Sakal dediğin çemberdir. Biz iktidara gelmeyi çok iyi biliriz. Konfor en çok Müslümana yakışır. Ütülü muntazam adamlarız biz. Müslüman dediğin zengin olmalı, şatafatlı olmalı, güçlü olmalı, sesini duyurmalı, dik başlı alnı açık olmalı, tok sesli yumruğu fena ağır olmalı... En çok bize soracaksınız, biz saksı değiliz, bu ülkenin soylularıyız. Siz tenekesiniz, putperest katil zihniyetsiniz siz, gâvursunuz düpedüz.
Müslüman olunca, hele bir de iktidarı ele geçirince, hele bir de düşmanlarımız bize saldırınca, o zaman ahlaklı olup da orada durmamız imkânsız hale gelir. Şimdi anladınız mı ahlakı neden rafa kaldırıyoruz? Şimdi anladınız mı neden böyle hırçınlaşıyoruz? Biz yollar yaptık, hastanelerdeki kuyrukları azalttık, biz ekonomiyi düzenledik, treni hızlandırdık.. Havai fişek attık kutlamalar yaptık, festivaller düzenledik alışveriş merkezleri açtık, lunaparklar, hayvanat bahçeleri, sirkler... Bizi kıskananlar çatlar inşallah!
Müslüman olunca, hele bir de iktidarı ele geçirince, gerekirse yalan da söyleriz, iftira da atarız, karalama da yaparız, propaganda aletleri elimizde nasıl olsa istediğimiz gibi yönetiriz gündemi. Kin ve nefret de lazım bizim insanımıza, sadece sevgiyle duramayız ayakta.
Halktan kopmadık ki, halka da “indik” hem de bi de üstelik de.. Diyalog kuruyoruz, randevu veriyoruz, beyaz masalar kurup ardına geçiyoruz. Neden gelmiyorsunuz? Neden odamıza buyurmuyorsunuz? Size lolipop ikram etmek için özel güvenlik tedbirlerimizi bile almıştık..
Müslüman olunca, hele bir de iktidarı ele geçirince, devletimizin öldürmeye yetkisi vardır. Yüce devletimiz öldürebilir; nitekim öldürdükleri ya kaçakçıdır ya uyuşturucuyla uzaktan yakından bir alakası vardır, ya bir gün bir yerlerde bir haltlar karıştırmış biridir. Devletimiz çocuk da öldürebilir, belki çocuğun orada o saatte bulunmaması gerekiyordur. İşçiler de ölür, kaderlerinde vardır. Her bok için devleti suçlamayınız lütfen! Devletimiz gerekirse tecavüz de edebilir, polisimiz gardiyanımız nihayetinde onlar da insan, canı çekmiş olabilir. Gerekirse onlara ceza da verebiliriz, başka karakollara terfi ettiririz. Ama siz de hiç tecavüz edilenlere bakmıyorsunuz be gülüm! O kız kendi isteğiyle cinsel ilişkiye girmiş, herkese vermiş, o oğlan zaten öyleymiş, onlar kendileri kaşınmış, şunlara tecavüz edilmeseymiş zaten fahişe olacaklarmış.. Devletimiz tutuklayabilir, sorgulayabilir, askere alabilir, okulda beyin yıkayabilir, camide uyuşturabilir. Devletin dini olmaz, din kişiseldir. Devletin ahlakı olmaz, kişiseldir ahlak. Devletin imanı, vicdanı, namusu olmaz. Müslüman olunca bunlar otomatikman sizde terekküp ediyor azizim!
Müslüman zulme karşı çıkar, hep birlikte meydanlarda lanet okuruz zalimlere. İnternet sayfalarımızda kınarız. Kanlı görüntüler yayımlayıp nefret kusarız. Bu halk kesiminin öfkesidir. Devlet öyle yaparsa duygusal davranmış olur. Belki eli kanlı bir devlet adamıyla oturup muhabbet etmeyi sizin mideniz kaldırmayabilir; ama bizim elimiz mahkûm. Devlet dengeler kurar. Devlet ahlakı rafa kaldırıp raftan denge politikalarını indirebilir. Devlet sizi sizden daha iyi düşünüp ona göre hareket edebilir. Siz kullanılıyorsunuz, bundan eminiz, sizi her türlü dış mihrak kullanıyor. Ama biz kullanılmayız, bundan eminiz. Biz kimseye alet olmayız. Biz müslüman olunca ve bir de iktidarı ele geçirince her türlü boktan adamla oturur kalkarız ama yine de temiz oluruz. Büyük oyuna gelmeyin. Haydi bozalım bu büyük oyunları! Biz oyun oynamıyoruz, devlet yönetiyoruz. O yüzden sizin protesto ettiğiniz bütün devletlerle bizim aramız iyidir. İyi olmayıp da ne olacak, aç ayı oynar mı gülüm?
Müslüman olunca ahlakı şutlarız, gol olur... İçki içmeyiz, çünkü kanını içeriz birbirimizin. Birbirimizi yer bitiririz. Kin, nefret ve öfke duyarız bizi desteklemeyen her güruha... Öfke bizi ayakta tutar, diri kılar, sapına kadar Müslümanız baba! Biz Müslümanız ve kardeşiz. Başkaları gibi düşünenler bizden değildir. Camiye ayakkabıyla giren bizden değildir, mesle girenler bizdendir. Grup sex yapanlar sizdendir, biz devletken bile yapmıyoruz bunu... Şurada bir iki tecavüz bir iki leşimiz var!
Hepimiz güzel günler göreceğiz, hele biraz daha ayıya dayı diyeceğiz.. İçinizdeki beyinsizleri silin hele, onların sizden olmadığını bilin hele.. İnsan önce evinin önünü temizlemeli, hatta içini temizlemeli hele... Motorları maviliklere süreceğiz hele... Müslüman olunca sakalı çeviririz, yetim yazıp sms atarız yardım kuruluşuna (bu da mı gol değil?), gazetemize destek oluruz, kupon keseriz. Camileri süpürürüz.
Ahlakla belediyecilik, imar işleri yürümez. Irak'taki, Afganistan'daki savaş duygusallıkla nasıl durdurulamadıysa... Nasıl bekara karı boşamak kolaysa siz bu işleri böyle sanırsınız... Oysa biz zenginlere kaptırırız ormanları, verimli tarım arazilerini hüp diye çekip alırlar elimizden. Faiz lobisi semizleşir, bal tutan parmağını yalar... (Yaşasın bağzı faiz lobileri...) Bari biz de boş durmayalım diye her yeri binalarla doldururuz, köyden kente, kentten büyükşehirlere, büyükşehirlerden hızlı trenlere ve oradan tahtalıköye kadar süreriz insan evladını. Ne kapitalizmi, yok öyle bir şey! Evsiz barksız insan yok bizim kayıtlarımızda... Aç yoksul sabahlayana rastlamadık kayıtlarımızda. Kayıp kişi yok, ölen yaralanan yok! Bokunu çıkarmayın bu fakir edebiyatının, şurada tatilimi zehir etmeyin...
Biz Müslümanız, bakın Suriye'de mazlumlun yanındayız, Filistin'i savunuyoruz, Ergenekon diye bir şey vardı, biz bulduk siz bulamazdınız, Kürtlere şimdilik idare edecekleri bir iki şey verdik, siz veremezdiniz, başörtüsüne kısmen de olsa özgürlük tanıdık on bir yılda, siz tanıyamazdınız... Bütün bu haklı oluşumuz bizim ahlakımızı, namusumuzu, dürüstlüğümüzü de onaylar ve sorgulanamaz kılar. Böylece ümmet oluruz!
İçkiden uzak durun, biz devletimizin şerefine kadeh kaldırıyorsak bir sebebi var... Zinadan uzak durun, biz gerekli yerlerde gerekli kadınlar çalıştırarak iştahı olanların iştahını gideriyoruz... Faizden ve lobilerinden uzak durun, çekin paranızı onlardan, bizim yok mu sanki faizli bankalarımız, unuttunuz mu devlet bizim elimizde, bekliyoruz, bireysel müşteri köşesi için fiş alınız... Fakirlere yemek ikram edin, ama çok da şımartmayın, ikram diyin ama paylaşmak demeyin, komünist olmayın yani, sadaka verin ama evrensel adalet lafları falan edip de solcuların ekmeğine yağ sürmeyin... Müslümanlar, komşu haklarına riayet edin, komşularla sıfır soruna iman edin, TOKİ'de müthiş komşular var ediyoruz, gelin...
Müslümanlar, uyanık olun! Herkese Müslüman demeyin! Herkese sevgi pıtırcığı olmayın! Dünya kötü bir yer, biz her ne kadar iyi olsak da... Bizi sevin, destekleyin... Düğünlerde ilahi söyleyin... Kabir ziyareti turları düzenleyin... Olimpiyatlar düzenleyip peygamberi davet edin... Olmadı biz geliriz, olmadı ruhumuz... Politikleşin, ideolojilerle kuşanıp yiyin birbirinizi, kardeşler olunuz...
Haşere ilaçlamak için bizi arayın!
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar