Hepimiz sarımsağın hastalıkları etmedeki mucizesini biliyoruz. Sarımsak, birçok hastalık için tamamlayıcı tedavi ve doğal bir antibiyotik olarak kullanılıyor. Bu özelliklerinin yanında doğal ambalajıyla da bizi hayrete düşürüyor.
Sarımsağın kabuğundaki ambalaj mucizesini görmeme vesile olan hadise, sarımsak ticareti yapan bir firmanın karşılaştığı problem neticesinde bize gelmesiyle oldu. Bu firma, alışveriş merkezinde sarımsağın ambalajlanması ile ilgili problemle karşılaşmış. Bu hususta çözüm bulmamız için bize geldi. Kabul edilebilir her türlü masrafı ödemeye razı idi. Çünkü müşteriler bu durumdan son derece şikâyetçi olmuşlar.
Bu satıcının ürettiği, vakumlu (havası alınmış) halde paketlenmiş sarımsaklar, zamanla solunuma devam ederek gaz oluşturmuş. Ambalajdan sonra oluşan bu gaz, ambalajın balon gibi şişmesine sebep oluyormuş. Bu durumdaki sarımsakları müşteriler “bozulmuş” diye satın almıyorlarmış. Biz de bu konu üzerinde çalışma yapma kararı verdik.
ilk önce sarımsak depolama konusunda araştırma yapılması gerekiyordu. Sarımsak için gaz geçirgenliği olan bir ambalaja ihtiyaç duyulduğu ortaya çıktı. Bu sayede içeride oluşan gaz, şişkinliğe sebep olmadan ambalajdan çıkarılmış olacaktı.
ikinci aşamada araştırmaları biraz derinleştirdik. Sarımsağın kendi doğal ambalajı olan kabuğu incelemekte fayda vardı. Sarımsağın kendi kabuğunda 6-7 ay bozulmadan muhafaza edilebildiği zaten biliniyordu. Yapacağımız ambalaj, sarımsağın kendi kabuğuna benzer bir ambalaj olmalı idi.
Bunun için, bir baş sarımsağı aldık ve incelemeye başladık. Sarımsağın kendi ambalajının daha koruyucu olduğunu fark etmek uzun sürmedi.
Elimizde adeta tek kullanımlık paketli bir ambalaj vardı. O paketi açınca da içindekiler bozulmuyordu. Çünkü sarımsağın her bir dişi, ayrıca kendi içinde paketlenmiş halde idi. Bunları buzdolabında saklamaya da gerek yoktu. Sarımsağın serin yerde durması ve solunumun yavaş olması için gerekli şartlar da hazırdı. Çünkü sarımsağın kabuğu beyaz renkte olduğu için ışığı toplamıyor, aksine yansıtıyordu ve içinde koruduğu diş sarımsakların ısınmasını engelliyordu. Dolaylı olarak bu yansıtma, solunum hızını yavaşlatıyordu. Kabuğu içeride biriken gazı dışarıya salıyor, ancak dışarıdan içeriye hava ve su almıyordu.
Üstteki zarı hata ile soyulsa bile, bütün dişler oksijenle temas edip hemen sararmıyordu. Birkaç kat kabuk ve bunların arasında hava olması, içerideki her bir diş sarımsağı darbelerden koruyor, zedelenmesini engelliyordu. Böylece sarımsağın ömrü uzuyor, dokusunun zedelenmesi önleniyor ve sarımsak kokusunun oluşumu azalıyordu. Hele bütününe baktığımızda ortadaki sap, bütün sarımsak dişlerinde biyokimyasal faaliyetler sonucu oluşan gazların, baca misali uzaklaşması için yaratılmıştı sanki.
Bunları gördükten sonra 1-2 diş sarımsağı bile soymaktan imtina ederek, marketten soyulmuş sarımsak alanlara anlam veremedik. Soyulmuş sarımsağa ambalaj yapmak yerine, doğal haliyle satışa sunmak ve bunu satın almak en mantıklı çözüm olarak karşımızda duruyordu. Sarımsağın doğal ambalaj ve paketleme sistemini keşfetmeden, ambalaj oluşturulmaya çalışılmıştı. En sonunda anladık ki en iyisi sarımsağa hiç dokunmamak.
Hepimiz, sarımsağın hastalıkları tedavi etmedeki mucizesini biliyoruz. Sarımsak, birçok hastalık için tamamlayıcı tedavi ve doğal bir antibiyotik olarak kullanılıyor. Bu özelliklerinin yanında doğal ambalajıyla da bizi hayrete düşürüyor. (İnsan ve Hayat Dergisi)
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar