Gıda Güvenliği Hareketi Lideri Kemal Özer, Şeytan Ye Diyor! kitabında Kur'an-ı Kerim'de zikredilen 'temiz gıda'nın gerçek anlamını arıyor. Yıllardır gönül rahatlığıyla tükettiğimiz 'şüpheli' gıdaların ipliğini tek tek pazara çıkarırken sağlığı kaybetmemek için tertemiz öneriler getiriyor. Dayatılan hazcı ve tüketim endeksli yaşam tarzını reddediyor, bizleri geleneksel ve tabi olanla yeniden buluşturuyor. 'Ne yiyeceğimizi şaşırdık' diyenlere 'doğru' yolu gösteriyor
Röportaj: ARZU AKYOL / YENİ ŞAFAK
Yeşil çay tercih edilmeli
Gıda Güvenliği Hareketi Lideri Kemal Özer mümkünse yeşil çay içilmesini ve şeker kullanılmamasını öneriyor. Eskiden tatlandırıcı yerine bal ve pekmez eklendiğini söyleyen Özer şekerin 'rafine beyaz zehir' olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor. İşte Kemal Özer'le yapılan röportaj Şeytan Ye Diyor kitabı nasıl bir ihtiyaçtan doğdu ve hangi hazırlıklarla yazıldı? Konferanslarda dinleyicinin yönelttiği sorular ve artan bilgi talebi bu çalışmaları zorunlu kıldı. Deccal Tabakta kitabı, GDO özelinde gıda hatta sağlık sorununu siyasi, sosyal, ekonomik, çevre, sosyal ve dini açıdan sorgulamıştı. Bu kitap çok kimseyi endişeye sevk etti. Bundan hareketle, 'ne yiyeceğimizi şaşırdık' diyenlere bir rehber hazırlamak gerekti. 'O halde ne yiyelim?' sorusu bizi 'Şeytan Ye Diyor! İnsan ne yemeli ne yememeli?' kitabını kaleme almaya itti. İslam'ın beslenme konusunda temel ilkesi nedir? Helal gıda nedir denildiğinde domuz, kan, sarhoş ediciler, Allah adı anılarak kesilmeden ölmüş hayvanlar ve yırtıcı hayvanlar akla gelir. Oysa Kur'an-ı Kerim gıdayla ilgili bir konuyu gündeme getirirken hep 'halalen tayyiba' kelimelerini kullanıyor. Yani 'helal ve temiz' diyor. Helal kısmını anladığımıza göre 'temiz'den murat ne? İşte Müslümanlar genellikle bu kısmını görmezden geliyor. İslam tüketilebilir nimetlerin fıtratının bozulmadan yaratılış amacına uygun bir şekilde tüketilmesi ayrıca yasaklananlardan her şartta kaçınılmasını şart koşar. Özetle İslam gıdanın 'temiz' olmasını ister. Bir gıdanın temiz ve helal olması ne demek? Allah'ü âlem gıdanın temiz olması maddi ve manevi kirlerden arınmış olması demek. Burada da haklı olarak 'maddi ve manevi kir nedir?' sorusu gelmekte. Manevi kirler birçok ilmihalde bulunabilecek bilgiler. Burada maddi kirden kasıt 'temizlenebilir görünür kirlenme mi, canlılar için zararlı tarım kimyasalları, antibiyotikler ve hormonlarla genetik değişiklikler mi ya da hepsi mi?' Kanaatimizce hepsi maddi kirlerdir ve ister Müslüman olsun ister olmasın insanların bundan kaçınması şart. Çünkü bu maddi kirler, insanın ruh ve beden sağlığını tehdit ediyor. İnsanla da kalmıyor tabiattaki bitki ve hayvan yaşamını da tehdit ediyor. Gıda alırken ve beslenirken yaptığımız en temel yanlış nedir? Nelere dikkat etmeliyiz? En temel yanlış herhangi bir zamanda herhangi bir şeyi sorgulamaksızın tüketmek. Daha da önemlisi bundan hiçbir endişe duymamak. İnsan rafa çıkmış her ürünü gönül rahatlığıyla tüketiyor. Oysa diğer canlılar böyle yapmıyor. İnsanlar bir ürünü tüketmeden önce birçok açıdan ele alması gerekiyor. En basit haliyle bir ihtiyaç mı, sağlıklı mı? Bu ürün içeriği ruh ve beden sağlığımı nasıl etkiler? Bu sayeden benden neşet edecek nesli nasıl şekillendirir? Dinim buna nasıl bakar? Bu ürün üretilirken çevreye ne kadar zarar verdiler? gibi uzayıp giden soruları mutlaka sorması ve buna göre tüketmesi gerekir. ÇAY MUTLAKA ŞEKERSİZ İÇİLMELİ Türk toplumunda çok tüketilen çayı yaparken ve içerken yapılan hatalar ve dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? Çay tüketiminde İngilizlerden sonra biz ikinci sıradayız. Son yarım asra kadar çay şekersiz içilirdi. İlla tatlandırıcı eklenecekse bal veya pekmez eklenirdi. Şimdi ise 'rafine beyaz zehir' ekleniyor. Çoğu şeker hastaları ise şekere oranla onlarca kat daha tehlikeli yapay tatlandırıcılar ekliyorlar. Bu çayı içmenin hiçbir anlam ve yararı yok. Çay mutlaka şekersiz içilmeli. Siyah çay yerine onlarca kat daha yararlı olan yeşil çay tercih edilmeli. Çay suyu fokurdatarak kaynatılmamalı. 10-15 dakika demletildikten sonra en fazla 20 dakika içinde tüketilmeli. Şekersiz, mümkünse yeşil, kaynatılmamış, porselende demlenmiş çay, çaydır. Şeker için 'rafine beyaz zehir' dediniz, ayrıca kitabınızdaki 'kapitalizmin şekeri' tabiri ne anlama gelir? Dünyada şeker için "yasal uyuşturucu" tabiri bile kullanılıyor. Şeker tüketmeden önce insan için şeker gerekli mi, gerekli ise ne kadar ve hangi şeker olduğuna bakmak gerekiyor. Ortalama bir insanın günlük 15 gr civarında şekere ihtiyacı var. Bu şeker ihtiyacını karşılamak için dışarıdan şeker almasına hiçbir zaman gerek yok. Düzenli olarak bitkisel gıdalar tüketmesi yeterli. Soğan sarmısaktan, üzüm ve hurmaya kadar her bitki farklı oranlarda şeker içerir. Kitapta hurmaya özel bir önem veriyorsunuz. Özelliklerinden biraz bahseder misiniz? Hurma şeker gereksinimimizi karşılayabileceğimiz en değerli gıda. Hurma yeryüzündeki vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, yağı birlikte içeren tek gıda. Korunmayı, taşınması tüketimi en kolay gıda. Sadece açlığımızı gidermez. Aynı zamanda sağlıklı kılar, katık gerekmeksizin günün her saatinde tüketilebilir. Vücudun her organı için sağlık kaynağı. Kanserin en az görüldüğü Arap köylülerinin neden kanser olmadığını Fransız ve İranlı bilim adamlarının araştırmaları sürekli hurma yemelerine bağlıyor. Suyun önemini de tekrar hatırlatıyor bu kitap bize... Bir erik düşünün daldan kopunca ne hale gelir? Kurur değil mi? İnsan da böyledir. İhtiyacı kadar su vermezseniz kurur ve ardından ölür. Normal kiloda bir insanın günlük 2-2,5 litre su içmesi şart. Uyanınca birkaç bardak su içerek güne başlamalı. Susuzluk susuz kalan bitki gibi yapar insanı. İranlı Dr. Fereydoon Batmanghelidj bu durumu bize şöyle özetler: "Hasta değil susuzsunuz!" Annelerimiz tarafından hazırlanan tarhana, pekmez gibi geleneksel yiyeceklerimizin önemi nedir? Bunların unutulması ne gibi sonuçlar yaratır? Annelerimiz annelerinden aldıkları mirası kızları ve gelinlerine aktarmadılar. Bu sayede kadim bilgi mirasına ihanet ettiler. 13 bin yıllık vahiy ve tecrübeyle harmanlanarak güne getirilen bilginin kıymetini bilmediler. Sadece anneler mi? Herkes tarhana, ekmek, pekmez, yoğurt, sirke, turşu, kurutma yapmak gibi sair bilgileri öğrenmeli evinde mutlaka yapmalı. Bunu yapmayanlar sağlıksız bir neslin yanı sıra gelecekte elektriksiz kaldığımız bir günde çocuklarının beceriksizlik yüzünden açlıktan öleceğini unutmamalı. TABİATI KORUMALIYIZ Bütün bu zararlı gıdalardan nasıl korunacağız? Ne yapmalıyız? Endişe, ilgi, dikkat ve gayret şart. İlgisizlik yüzünden ne yazık ki bilgisiz durumdayız. Bize emanet edilen tabiatı ve tohumları dolayısıyla gıdalarımızı bir anne şefkatiyle korumamız gerekiyor. Bunları bize verenler bu emanetin hesabını mutlaka soracak. Bu bilinç her Müslüman ve her insan için kaçınamayacağı bir vecibe. Kehf Suresi 19, Taha 81, Bakara 205 iyi okuyup anlamalarını diliyorum. Şeytan'ın 'ye' telkinine kulak asmamalarını, Hz Âdem a.s. hatasına düşmemelerini istirham ediyorum. 'Dualarımız kabul edilmiyor diyen Müslümanların önce gıdalarını kontrol etmelerini rica ediyorum.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar