Yıllık 15 milyar dolara yakın tarım kimyasalı kullanan Türkiye'de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nda geç kalmış isabetli bir adım geldi. Bakanlık, tarımda kimyasal ilaç kullanmayan çiftçilere destek vererek maliyetleri düşürmeyi planlıyor.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca bitkisel üretimde kimyasal ilaç yerine faydalı böcek ve bitki zararlılarını kendine çekerek zararsız hale getiren bir biyolojik mücadele yöntemi olan feromon veya tuzak kullanan çiftçilere destek verilecek.
Bakanlıkça bitki zararlılarına karşı biyolojik mücadele uygulayan çiftçilere sağlanan destekle, hem zararlılarla mücadelede daha az kimyasal ilaç kullanımı hem de daha az maliyetle üretim yapılması hedefleniyor.
Biyolojik mücadele ile kimyasal ilaç kullanmadan bitki zararlılarının etkisiz hale getirilebileceğinin altını çizen Ankara İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muhsin Temel, yazılı açıklamasında üreticilerin feromon ve tuzakları ruhsatlı bitki koruma ürünü satan bayilerden kolayca temin edebileceklerini belirterek, serada üretim yapan çiftçiler dahil tüm meyve ve sebze üretimi yapan çiftçilerin bu destekten faydalanabileceğini söyledi.
Destekleme şartları hakkında da bilgi veren Temel, şunları söyledi:
“Desteklemeden faydalanmak isteyen çiftçilerimizin üretici kayıt defteri tutması ve yürüttüğü mücadele faaliyetlerini entegre mücadele dahilinde yürütmesi gerekiyor. Örtü altında yetiştirilen domates, biber, patlıcan, hıyar, kabak gibi sebzeler için biyolojik mücadele desteği dekara 350 TL, biyoteknik mücadele desteği dekara 110 TL, açıkta domates, elma, üzüm ve kayısı için biyoteknik mücadele desteği dekara 35 TL'dir. Çiftçilerimiz elma iç kurdu, salkım güvesi ve yaprak büken gibi zararlılarla mücadelede hem destek alarak hem de kimyasal ilaç kullanmayarak para ve emekten kar edecektir.
Biyolojik ve biyoteknik mücadele, kimyasal kalıntı içermeyen, daha sağlıklı tarım ürünlerinin yetiştirilmesinde çok önemli bir yere sahip. Bu yöntemlerle korunan ürünler, diğer ürünlere göre daha iyi fiyatlara alıcı bulmaktadır. Bu destekten faydalanmak isteyen çiftçilerimiz, elma ve üzüm için 29 Ağustos, kayısı için 27 Haziran, açıkta domates yetiştiriciliği için 26 Eylül, örtü altı için 31 Aralık tarihine kadar İlçe Müdürlüklerimize başvuru yapabilirler.”
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar