Gazete haberinde de belirttiği gibi 'tedavi için tıp mezunu olmak gerek' ama bu hiçbir zaman yeterli olmaz. Çükü tıp bitirmek yeterli olsaydı hastaların ve hastalıkların azalması gerekirdi. Lakin tam tersi. Fakat onların hali de bizimkinin tam tersi. İşte tıp mezunu olmadıkları halde en iyi tedaviyi yapanların hikayesi:
Hastalıkları teşhis ve tedavi etme, yıllar süren tıp eğitimi gerektiriyor. Oysa, aralarında kelebek, sinek ve arıların da bulunduğu birçok hayvan hastalık karşısında ne yapması gerektiğini zaten “biliyor”.
Amerika'nın Emory Üniversitesi'nden Dr. Todd Schlenke ve meslektaşlarının, birkaç ay önce Science dergisinde yayımlanan araştırmaları ilginç sonuçlar ortaya koydu. Parazitoid arılar etrafta olduğunda, dişi meyve sinekleri yumurtalarını alkollü ortama bırakmayı tercih ediyor. Yumurtadan çıkan meyve sineği larvaları, alkolün toksik etkisine karşı dirençli. Larvalar, çürüyen meyvelerin üstündeki bakteri ya da mantarlarla besleniyor. Deneylerde, kanlarındaki alkol düzeyi yükselince, larvaların çoğunun parazitoid arıların vücutlarına enjekte ettiği yumurtalardan kurtulduğu ve ölmedikleri görüldü.
“Deneylerde kullandığımız sinekler hayatları boyunca hiç parazitoid arı görmemişti.” diyen Schlenke, laboratuvar ortamında yetiştirilen bu meyve sineklerinin yüzlerce nesil önceki atalarının bile parazitoid arı görmediğini söylüyor. Buna rağmen, aynı kafese konulduklarında parazitoid arıları tanıyorlar. Üstelik yalnızca tanımakla da kalmıyorlar. Schlenke, “elde ettiğimiz sonuçlar sineklerin dişi ve erkek parazitoid arıları görünüşlerinden ayırt ettiklerini gösteriyor.” diyor. Kafeste dişi parazitoidler olduğunda, meyve sinekleri yumurtalarını alkole bırakmayı tercih etti, ama kafeste sadece erkek parazitoitler bulunduğunda durum değişti!
Mantarı reçine ile tedavi ediyorlar
Kuzey Karolayna Eyalet Üniversitesi'nden Dr. Michael Simone-Finstrom ve Minnesota Üniversitesi'nden Prof. Marla Spivak'ın 2012 yılında yayımlanan araştırması, koloniye zararlı mantar bulaşması halinde bal arılarının bol miktarda anti-mantar özelliği olan bitki reçinesi topladığını gösterdi. Bu araştırmaya göre arılar zararlı mantar türünü zararsız olandan ayırabiliyor!
2009 yılında da, Arizona Üniversitesi'nden Prof. Elizabeth Bernays ve meslektaşlarının çalışması, Grammia incorrupta türü güve tırtıllarındaki şaşırtıcı davranış değişikliğini ortaya çıkarmıştı. Parazitoid sinekler yumurtalarını vücutlarına bıraktığında, bu tırtıllar alkaloid içeren senecio gibi bitkilerden bol bol yemeye başlıyor ve parazitlerden kurtulup iyileşiyorlar. Bernays, tırtılların bağışıklık sisteminin tat alma reseptörlerini değiştirerek, alkaloid “aşermelerine” neden olabileceği sonucuna vardı.
Kaliforniya'da yaşayan Neotoma fuscipes türü farelerin, yuvalarının kenarlarına defne yaprağına benzeyen yapraklar yerleştirdiği ve arada bir bunları yırtarak koku vermelerini sağladığı da ortaya çıktı. Araştırmalar, Umbellularia adındaki bu bitki yapraklarındaki monoterpenlerin pireler için toksik olduğunu gösterdi!
Michigan Üniversitesi'nden Prof. Mark Hunter ve meslektaşları, Science dergisinin nisan sayısında yayımlanan yeni makalelerinde, geleceğin ilaçları için hala en ümit verici kaynağın bitkiler olduğunu, hayvanların ilaçlarına dair araştırmaların insanların sıkıntılarına çare olacak yeni ilaçların keşfedilmesini sağlayabileceğini belirtiyor. Hunter'ın araştırma grubundan Dr. Jaap de Roode, kral kelebeklerinin kısa sürede ölmelerine sebep olabilen bir parazitin bulaşması halinde, dişi kral kelebeklerinin yumurtalarını özel bir ipekotu türünün üstüne bırakmayı tercih ettiğini keşfetti. Yüzden fazla ipekotu çeşidi var ama, kral kelebekleri 20-30 tanesiyle besleniyor ve bunların içinde yumurtadan çıkan larvaların tedavi olmasını sağlayacak özel ipekotu türünü seçebiliyor! (Zaman)
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar