Üç köyde 14 bebeğin kolsuz veya bacaksız doğması, dikkatleri ölümcül pestisitlere çevirdi

Fransa'nın bazı bölgelerinde son yıllarda kolsuz ve bacaksız doğan bebeklerin sayısının artması ülkede tartışmalara yol açtı.

Üç köyde 14 bebeğin kolsuz veya bacaksız doğması, dikkatleri ölümcül pestisitlere çevirdi

2007-2014 yılları arasında kırsal kesimde yer alan üç bölgede toplam 14 bebek kolsuz, bacaksız veya elsiz olarak dünyaya geldi. Halk ve dernekler, sakat doğumların sorumlusu olarak tarımda kullanılan pestisitleri gösteriyor. Bölgede araştırma yapan Fransız Sağlık Bakanlığı, incelemelerde ilaç veya başka bir ortak neden tespit edemediklerini açıkladı.

Glifosat tartışması

Fransız Sağlık Bakanlığı'na bağlı Kamu Sağlığı Kurumu (Agence Nationale de Sante Publique), geçtiğimiz perşembe günü Ain, Loire Atlantique ve Bretagne bölgelerinde belli noktalarda bebeklerin elsiz, kolsuz veya bacaksız doğduğunu açıkladı. Kurumun yayınladığı rapora göre Ain bölgesinde 2009-2014 arasında 7 sakat doğum, Loire Atlantique bölgesinde 2007-2008 arasında 3 sakat doğum ve Bretagne bölgesinde 2011-2013 arasında 4 sakat doğum gerçekleşti.

Rapor, Avrupa Birliği'nde bir süredir devam eden tarım ilacı glifosatın sağlık üzerinde zararlı olduğu iddialarına yeni bir boyut kazandırdı.

Kamu Sağlığı Kurumu, söz konusu sakat doğumların ortalamanın üstünde olduğunu kabul ederken henüz sakatlıkları açıklayan ortak bir nedeni bulamadıklarını belirtti.

Sağlık derneklerine durum daha vahim, bakanlık yanlış yöntem kullanıyor

Ain bölgesinde, Fransa Sağlık Bakanlığı'ndan bağımsız olarak sağlık araştırmaları yapan Remera adlı sivil toplum kuruluşu, Kamu Sağlığı Kurumu'nun kullandığı metotların yanlış olduğunu ve sonuçların çok daha endişe verici olduğunu açıkladı.

Konu üzerinde çalışan bazı doktorlar ortak bir neden bulunmadan araştırma yapmanın sonuç vermeyeceğini savunurken Remera'nın başkanı Emmanuelle Amar bu yaklaşımı eleştirdi.

"17 kilometre karelik küçük bir alanda kısa zamanda, birbiriyle akraba bağları olmayan bebeklerin bu şekilde doğması çok şaşırtıcı." diyen Amar, çalışmaların sonucunda sorunun genetik bozukluk, sigara, alkol veya esrar tüketiminden kaynaklanmadığını tespit ettiklerini söyledi.

Doğum yapan kadınlar arasındaki tek bağlantı mısır ve ayçiçeği tarlalarının yakınlarındaki kırsal bölgede yaşamaları. Amar'a göre, pestisitlerin kolsuz ve bacaksız doğumlara sebep olabileceği iddiası kesin olmasa da, en ciddi hipotez olarak öne çıkıyor.

“Pestisitlerin zararları görmezden geliniyor”

Avrupa Parlamentosu üyesi Fransız Yannick Jadot ise devleti pestisitlerin zararlarını görmezden gelmekle suçladı.

Raporun sonuçlarının endişe vericiği olduğunu ifade eden Jadot, “Elimizdeki bazı veriler, sorunun pestisitlerden kaynaklanıyor olabileceğini gösteriyor.” dedi. Bu tarz durumları inceleyen derneklere devlet tarafından yapılan desteğin yarı yarıya kesildiğini dile getiren vekil, “Fransa'da hep gözlerimizi kapattık. Atık yakma tesisleri, nükleer tesislerin çevrelerinde ve pestisitlerin etkileri üzerine araştırmalar yapılmıyor, çünkü bilinmek istenmiyor.” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği, iki yıl süren yoğun tartışmaların ardından glifosat tarım ilacının kullanım lisansının 5 yıl daha uzatılmasına karar vermişti.

AB'de glifosat kullanım lisansı 5 yıl daha uzatıldı

Avrupa Birliği iki yıl süren yoğun tartışmaların ardından glifosat tarım ilacının kullanım lisansının 5 yıl daha uzatılmasına karar verdi. Almanya dahil 18 Avrupa Birliği ülkesi lisansın uzatılmasına yeşik ışık yaktı. Uluslararası çevre örgütü Greenpeace yetkilisi Franziska Achterberg hayal kırıklığına uğradıklarına söyledi:

“Hayal kırıklığına uğramış durumdayız. Çevremizi ve sağlığımızı korumakla yükümlü ülkelerin başarısız olduğu görülüyor. Görevlerini yerine getiremediler. Yapılması gerekeni yapamadılar. Avrupalılar onlara güveniyordu. 5 yıl boyunca çevremize ve sağlığımıza zarar veren glifosata katlanmak durumunda kalacağız. Glifosata rastlamamak zor olacak.”

Fransa, İtalya Avusturya ve Lüksemburg başta olmak üzere 9 ülke lisansın yenilenmesine karşı çıktı. Portekiz ise görüş bildirmekten kaçındı. 
Tarım-iş sendikası Copa COGECA yetkilisi Pekka Personen ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmediklerini belirtti:

“Avrupa Birliği genelinde geniş bir şekilde kulla-nılan bir kimyasal maddeden söz ediyoruz. Bizler yasalara uyuyoruz ve sorumlu bir şekilde hareket ediyoruz. Makinelerimiz sürekli test ediliyor. Hayal kırıklığına uğradık zira Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu ve Avrupa kurumlarında yapılan çalışmaların ardından üye ülkeler söylenenler ve daha önce yapılanlar doğrultusunda karar vermedi.”

Avrupa Birliği'nde glifosat kullanım lisansı 15 Aralık'ta sona erecekti. Bu yüzden kararın bir an önce alınması gerekiyordu.

Kronik zehirleniyoruz!? Monsanto ve Glifosat - Hayvanlar ölüyor, insanlar hastalanıyor

Glifosatlı bitki ilaçları kansere yol açıyor mu?

 
Bu mısır tarlasına yabani bitkileri öldüren glifosat denilen zehirli bir madde sıkılmış. Ancak bu tarla temiz. Yabani ot avcıları Avrupa Birliği ile kıyasıya bir mücadele içerisinde... Glifosat üreticileri Avrupa pazarında ürünlerinin satma lisanslarının uzatılmasını istiyor. Avrupa Komisyonu bu sürenin 15 sene olmasını öngördü ancak üye ülkeler yapılacak anlaşmanın daha kısa olmasını istiyor. Biyolojik çeşitlilik, sağlık ve Avrupa'daki tarımın geleceği konusunda insanlar ikilem içerisinde...
 
İLGİLİ HABERLER

Türkiye'yi kanser yapan Monsanto'nun Roundup zehiri için 289 milyon dolar cezası

 

Yorum Yap

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı!
CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

CHP'den eksik ama doğru tohum hamlesi

2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Bayer insanlığı kanser yaptığını kabul etti

Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

GDO'lu tohum yok cümleleri yalanmış, işte gerçekler

Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Meyve ve sebzelerdeki büyüme hormonuna dikkat

Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Şeker ve şekerli içecekler kanser riskini artırıyor

Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Gerçekler er geç ortaya çıkar: İşte ilginç bir araştırma

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

'Aflatoksin içermeyen süt bulamadım'

Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Yerli sığır ırklarımız ve sağlıklı süt

Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Gıda Hareketi bir kez daha haklı çıktı

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.