Gün geçmiyor ki gıda konusunda yeni bir felaket haberi çıkmasın. Bütün bu olup bitene rağmen hem bakanlık, hem de üretici temsilcileri hâlâ çıkıp konuşabiliyor. İşte son skaldalın ürküten sonucu:
Sahte bal skandalı tartışması bitmeden sebze ve meyvede de kanser tehlikesi ortaya çıktı. Deşifre market ve semt pazarlarında satılan sebze ve meyveleri analiz ettirdi. Yarıdan fazlası kanserojen içeriyor
a Haber'de yayınlanan Deşifre programı bal, salam, sucuk ve süt ürünlerinin ardından şimdi de gündem yaratacak bir başka gıda skandalını ortaya çıkardı. Mehmet Ali Önel yönetimindeki Deşifre ekibi, semt pazarları ve zincir marketlerden aldığı sebze ve meyvelerden 20 numuneyi Tarım Bakanlığı'nın referans kabul ettiği Türklab Laboratuvarı'nda analiz ettirdi. Ekip, İstanbul'un Anadolu yakasındaki Ataşehir, Kadıköy gibi semt pazarlarından birçok ürün satın aldı. Sonuçlar karşı karşıya kaldığımız büyük tehlikeyi gözler önüne serdi. Analizlere göre pazardan alınan 10 sebze ve meyvenin 7'si kanserojen madde içeriyor. Üstelik bu kalıntılar ürünlerin içine kadar işlemiş durumda. Yani yıkamayla bile geçmesi mümkün değil. Uzmanlar kanserojen kalıntının, zirai ilaçlardan kaynaklandığını kaydetti.
Ünlü marketler de var
Deşifre ekibinin araştırma yaptığı bir başka saha da İstanbul'un ünlü marketleri oldu. Tarım Bakanlığı tarafından 'iyi tarım' sloganıyla hayata geçirilen ürünlerin satıldığı bu marketlerin reyonlarından alınan 10 sebze ve meyve yine Türklab Laboratuvarı'nda analiz edildi. Bu ürünlerin 6'sında da kanserojen maddelere rastlandı. Market isimlerinin kendilerinde saklı olduğunu ve bunların ancak Tarım Bakanlığı tarafından açıklanacağını belirten ekip, bakanlığın talep etmesi durumunda gerekli yardımları yapacaklarını söyledi.
Pek çok hastalığın nedeni
Sebze ve meyvelerin kanserojen maddeler içermesi Deşifre programında uzmanlar tarafından değerlendirilecek. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Bölümü Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, Türklab Genel Başkanı Dr. Can Demir ve Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık da programa konuk olacak. Uzmanlara göre, bilinçsizce ya da daha fazla ürün elde etmek için kullanılan zirai ilaçlar sebze ve meyveler tarafından depolanıyor. Oradan da sofralarımıza geliyor. Zirai ilaç kalıntılı ürünlerin tüketilmesi başta kanser olmak üzere, erken doğum, gıda zehirlenmesi gibi daha birçok ciddi hastalığın temelini oluşturuyor.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar