20 Eylül 2011’de Nature dergisine ait Cell Research’de çok önemli bir makale yayınlandı. İnsan kanında yenilen bitkilere ait genetik materyaller bulundu. Bu çok heyecan verici buluş yediğimiz gıdaların doğrudan doğruya vücudumuzun genlerine müdahale ettiğini göstermektedir. Mevcut sayımızda yazarlarımızdan Doç. Dr. Nezih Hekim bu yazının özetini kendi yorumu ile birlikte yazmış. İşte bu ilginç makale
İnsan kanında yenilen bitkilere ait genetik materyaller bulundu.
Gıda maddelerinin içerisinde yenilen bitkilere ait mikro RNA'lar vardır ve insanların bağırsaklarından emilerek kan dolaşımına geçer. Dokulara ulaşan bu mikro RNA'lar o bireyin genlerine müdahale eder.
Lin Zhang ve arkadaşları 20 Eylül 2011'de Nature dergisine ait Cell Research'de çok önemli bir makale yayınladılar. Bu makaleye göre pirinç yiyen insanlar pirinçten MIR168a adlı bir mikro RNA'yı almaktadır. MIR168a da, LDL Reseptör Adaptör Proteininin (LDLRAP1) genine ait promoter bölgesine bağlanarak LDLRAP1 adı verilen bir proteinin üretilmesini durdurmaktadır. LDLRAP1'in yapılamaması da LDL reseptörünün (kolesterolün hücre içine girişini artırarak kanda birikmesini önler) çalışmasını engelleyerek karaciğerin LDL'yi içeri almasını önlemektedir. Bunun sonucunda da LDL kolesterol kanda yükselerek kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini arttırmaktadır.
Bu çok heyecan verici buluş yediğimiz gıdaların doğrudan doğruya vücudumuzun genlerine müdahale ettiğini göstermektedir.
Zhang ve arkadaşları 31 sağlıklı bireyle çalışmış ve onların kanında bitkilere ait 40 farklı tipte mikro RNA'nın dolaştığını ve bunların birçoğunun insanın kendi ürettiği mikro RNA ile hemen aynı miktarlarda bulunduğunu göstermiştir. Bunlardan MIR156a pirinçte ve buğdayda bol miktarda bulunurken, MIR168a hem pirinç hem de kabakta çok miktarda bulunmaktaymış. Patateste de MIR166a.
Benzer bitkilerle beslenen farelerin dokuları ile de çalışılmış ve bu bitki mikro RNA'larının farelerin kanında, akciğerlerinde, ince bağırsak ve karaciğerlerinde bulunduğu görülmüştür.
Aynı çalışmacılar bu mikro RNA'lardan MIR168a ve MIR156a'nın yapılarının memelilere ait 50 farklı gen ile benzerlik gösterdiği ve birbirine uyduklarını göstermiştir. Uyuşum gösteren bu dizilerden biri de yukarıda belirtilen LDL Reseptör Adaptör Proteininin ekzon4'ünde bulunmuştur. Karaciğerde bol miktarda yapılan bu protein kötü kolestrol olarak bilinen LDL-kolestrolün kandan temizlenmesini sağlamaktadır.
Araştırmacılar gıda olarak yenilen bitkilere ait mikro RNA'ların bağırsakların epitel hücreleri tarafından alındığı bunların ekzozom adı verilen minik keselerin içerisine konularak paketlendiği ve bu ekzozomlarla kana verildiğini göstermiştir. Ekzozomların özelliği dokulara ait hücrelerle kaynaşarak onların içerisine girebiliyor oluşlarıdır.
Gene aynı araştırmacılar MIR168a nakledilmiş insan epitel hücre kültürlerinin MIR168a'yı paketleyerek dışarı verdiklerini görmüş ve ekzozom adı verilen bu paketcikleri toplayarak HepG2 adı verilen karaciğer hücre kültürleri ile karşı karşıya getirdiklerinde karaciğer hücrelerinin bu mikroRNA'ları içerisine alarak LDL Reseptör Adaptör Proteinini daha az yapmaya başladığını deneysel olarak da göstermişlerdir.
Tabii yukarıda da belirtildiği gibi MIR168a içeren pirinçlerle beslenen ya da doğrudan bu mikro RNA'nın enjekte edildiği farelerde 3 ila 7 gün sonra LDL kolesterolün net bir şekilde arttığı, mikro RNA'ların karşıt sırası ile bloke edildğinde de LDL kolesterollerinin yeniden normale döndüğü gösterilmiştir.
Buradan çıkarılan sonuçlar şunlardır.
1- Bir gıdanın içerisinde kolesterolün bulunmaması o gıdanın kolesterolü arttırmayacağı anlamına gelmemektedir.
2- Gıdalara sadece kalorileri, içerdikleri yağ, şeker, tuz ve protein yönünden değil bize hangi genetik enformasyonu taşıdığı gözü ile de bakmalıyız. Amerika Birleşik Devletleri Berkley Üniversitesinden Mehmet Somel insan beyninin evriminin mikro RNA'lar ile gerçekleştiğine dair çok önemli buluşlarını bir ay önce Plos dergisnde yayınlamıştır.
3- Bu mikro RNA'ların bloke eden yeni ilaçların tasarlanması ile yeni tedavi usulleri gelişecektir.
4- Bu zararlı mikro RNA'lardın temizlenmesi için gıda mühendisleri özellikle bebek mamalarında ve günlük besinlerimizde yeni gıda işleme, pişirme ve paketleme yöntemlerini geliştirecektir.
5- Kanda bu mikro RNA'ların klinik kimya laboratuarlarında tespiti ile bireye özgü gıdalar ve pişirme usullerinin gelişmesi mümkün olacak. Birey, bu yolla da kalp ve damar hastalıklarından korunacaktır.
Kaynak: The Scientist ve L. Zhang, et. al.ın orijinal makalesi; “Exogenous plant MIR168a specifically targets mammalian LDLRAP1: evidence of cross-kingdom regulation by microRNA,” Cell Research, doi:10.1038/cr.2011.158, 2011.
Bu makele www.beslenmebulteni.com dan alınmıştır. Bu siteyi takip edebilirsiniz.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar