A Haber'de yayınlanan Deşifre Programı'nda, dün akşam, sağlık sektörü mercek altına alındı. Prof. Zeki Kılıçaslan, Prof. Ahmet Özdoğan, Prof. Ahmet Rasim Küçükusta, Prof. İlknur Aslanoğlu ve Prof. Gülümser Heper'in konuk olduğu programda, hastaların nasıl müşteri olarak görüldüğü, küresel tıp endüstrisi ve ilaç kartellerinin, dünya sağlık sistemine nasıl yön verdiği çok çarpıcı tespitlerle gözler önüne serildi.
"SAÇ BOYALARI MEME KANSERİ YAPIYOR"
Programda söz alan, Prof.Dr. Ahmet Özdoğan, günümüzde önleyici tedavinin göz ardı edildiğine dikkat çekerken, "Bugün tıp önce hasta et, sonra tedavi et" anlayışı üzerine kuruludur. İlaç endüstrisinin ayakta kalabilmesi, hastalıkların sürmesi ve yayılmasına bağlıdır. Yıllardır saç boyalarının meme kanserine neden olduğunu söylüyoruz ama kimse duymuyor. Dünya'da 85 bin çeşit kimyasal katkı maddesi var, 3 bin çeşit gıda katkı maddesi var Neden? Çünkü sizi daha çok hasta etsin tedaviye para harcansın, endüstrinin çarkları dönsün." şeklinde konuştu.
PROF.DR KILIÇASLAN: ALLAH BİZİ SAĞLIK SANAYİNDEN KORUSUN
Göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan da Türkiye'yi de kıskacına alan küresel tıp endüstrisinin neredeyse tüm ulusları kendisine bağımlı hale getirdiğine dikkat çekerken "Her sabah evden çıkarken, Allah bizi sağlık sanayinin eline düşmekten korusun diye dua etmek lazım" dedi.
"YILLARDIR DOKTORUM İLAÇLA İYİLEŞEN HASTAYA RASTLAMADIM"
Hasta mıyız? Yoksa müşteri mi? sorusunun yanıtının arandığı Deşifre Programı'nda Kardiyolog Prof. Dr. Gülümser Heper'in şok eden açıklamaları dikkat çekti..
Heper: "Yıllardır doktorum, ilaçla iyileşen hastaya rastlamadım, ilaçlar hastalığı bir süreliğine uyutuyor, hastalık sonra tekrar nüksediyor. Ben hastalarımı uyarıyorum, ne olur bana hasta olarak gelmeyin. Hastalıklardan korunmaya çalışın. Koruyucu tedavi hastalığın tedavisinden daha önemlidir." uyarısında bulundu.
Küresel ilaç kartelleri ve tıp endüstrisinin dünya çapında sağlık hizmetlerini kontrol ettiğini belirten Heper, "Bu sisteme direnen ülke Küba'da sağlık hizmetleri ücretsiz, devlet tarafından karşılanıyor, bu yüzden birçok hastalık yok. Söz gelimi ne kolesterol hastalığı ne de kolesterol ilacına Küba'da rastlayamazsınız" dedi.
2006 yılında çıkarılan ve yürürlükteki 5553 sayılı kanın kadim / atalık /ananevi / eski / fıtrî / tabii tohumlarla ilgili pek çok konuda yasaklar getiriyordu. Genetik yapısıyla oynanıp hibrit adı altında satılan tohumları dayatan ve tabii tohumlara yönelik yasak getiren kanunun değişmesi için CHP, TBMM'ye teklif sundu. Gıda Hareketi olarak tüm siyasi partilere bu teklifi destekleme ve bir an evvel kanunlaştırma çağrısı yapıyoruz.
Alman ilaç ve kimya devi Bayer, yabani otlara karşı kullanılan glifosat maddesinin kansere yol açtığı gerekçesiyle hakkında açılan davalarda anlaşma yoluna gitti. Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödeyecek.
Türkiye’de GDO’lu tohumun üretim ve satışı yasak olmasına rağmen büyük bir skandal ortaya çıktı. Tarım ve Orman Bakanlığının her türlü deneme ve incelemeleri yapılarak satışına izin verilen belgeli tohum da bile GDO tespit edildi.
Karpuzun içindeki çatlaklar çok büyük bir tehlikenin habercisi olabilir. Bu çatlaklar, forchlorfenuron adındaki büyümeyi artırıcı kimyasalın sonucunda oluşuyor.
Fransız bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde fazladan 100 mililitre şekerli içeceğin, kansere yakalanma riskini yüzde 18 artırdığını gösterdi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinde bir grup bilim insanı, deney hayvanlarıyla yaptığı çalışmada, yayık tereyağının 'öğrenmeyi olumlu etkilediğini', 'margarinin ise 'depresyonu tetiklediğini' tespit etti. Kaynak: Bilim adamları margarin, ayçiçek yağı, zeytinyağı ve tereyağını inceledi sonuç şaşırtıcı
Akredite laboratuarda yaptırdığım analiz sonuçlarında aflatoksin içermeyen süt bulamadım. Tamamen önlenebilir bu durum üretici hatası olup, sütü işleyen firmalarla hiçbir ilgisi yoktur.
Ülkemizde, dünya sığır ırkları listesine girmiş 4 ana sığır ırkı bulunmaktadır.
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin dünyada bir benzeri daha olmayan Ambalajlı İçme Suları Raporu yayınlandığında başta su firmaları olmak üzere Sağlık Bakanlığı'nın saldırısına maruz kalmıştı. Suç duyurularında bulunulmuş ancak savcılar Gıda Hareketi yetkililerini haklı bulmuştu.
Yorum Yap
Yorumlar